Devlet Adil Olmazsa Ne Olur?

Yayınlama: 11.01.2025
16
A+
A-

Aslında adalet, kâinatta ki dengeler sisteminin kıvamında mükemmel halidir. Deforme olmaz. Sarsılma ihtimali yoktur. Karışık bir görünüm vermez, izafileşmez.
Kâinat denilen uçsuz bucaksız âlemin sistemi bu denklem üzere kurulmuştur. On beş milyar yıllık bir süreçten söz ediliyor. Bu dengeler sistemi olan adalet o günden bugüne kadar süregelmiş ve yer küremizde de doğal akışı devam etmiştir. Bütün bunlara rağmen insan doğal dengesini kuramamış sürekli yalpalamıştır.
Bu yüzden de nice kavim, nice toplum, nice devlet ve nice medeniyet adaletten uzaklaştıklarında helak olmuşlardı. Bunlar sürekli olarak fıtrat zıddına çalkantılar, sarsıntılar yaşamışlar. Bu yüzden de ne soy, ne devlet ve ne de medeniyetleri kalmıştır.

Akıllı varlık olması ona bir fayda sağlamamış nice kahredici afet ve felaketlerle silinip gitmişlerdir. İnsanlar adaletten ayrılmayıp hayatın her alanında dengeli olarak yaşamaları aslında kendileri için daha çok faydalıdır. Bunun zıddına toplumun yetkili olan sorumluları veya musluk başını işgal etmiş görevliler eşit paylaşıma özen göstermedikleri takdirde toplum katmanları arasında sınıflaşmalar anormalleşir.

Bugün nice yetkili kişi ve devlet kurumu birçok alanda temsil ettikleri millet ile gelir paylaşımında orantısız olarak ara açmıştır. Bu dengesiz gelişme aşılması güç bir engeldir. Kaldı ki, paylaşımdan hisse alma peşinde olup heyecanlananlar “kırmızı kartla” meydana çıktılar. Mağdûr olup, toplumu mevcut iktidarı çökertme rolündeki yetkili için mendil açmaya başladılar. Çünkü ilgili, gerçekten vergi zulmü ile dar gelirlinin ümüğünü sıktı. Her şeyde olduğu gibi vergide de bir limit vardır. O “haktır.”
“Hakkın dışında ne varsa zulümdür.” Zulüm ise zevale mahkûmdur.

Aslında böylesi artarak gelişen zulümler birer sinsi proje izlenimi vermektedir. Açıkçası bunlar da temel boşaltma hamlelerdir. Onun için bu icraatlar Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın önüne kurulan birer sinsi tuzaktır. Kendilerini de teşhir etmektedirler. Dahası Onun gölgesinde devleti, çıkar devşirme peşinde olanlar da işi tarihi dönüm noktasına sürüklemektedir. Bu da adaleti berhava ederek ne hale düşürdükleri de dedikodulara malzeme olarak kullanılmakta ve yıpratmaktadırlar.
Başka çıkarcıların, “batan geminin malını” talan etme hayalleri kurmalarına sebep olmaktadır. Bütün bunlara bir de kendilerini “kurtarıcı makamında” görüp ilimsiz, irfansız, delilsiz, zikirsiz ve şükürsüz çırpınıp hiçbir hizmet vermedikleri halde teşvik peşinde koşan tefrikacı ve benlikçiler eklenince azap ve felaket rüzgârları uğultuları duyulmaya başlıyor. Cahilleşen yabancılaşan, kendi değerlerinin nimetlerinden mahrûm kalan ve soy bağını kaybetmeye yüz tutan nesiller de bu kirli akışa kapılınca, devlet daha da çıkmaza sürükleniyor. Kirli akış güç kazanıyor.

Millet, özellikle mevcut idareye mesaj vererek tepkisini koydu. Özellikle yerel seçimlerde el değiştirerek nice belediyeyi diğer tarafa verdi. Bu tarihî bir derstir.
Evet, Tayyip Erdoğan’ın bu tarihî dersi çok iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Milletimiz kendisini hem çok sevdi ve hem de Ona güvendi. Yirmi iki senede de Ona vefasızlık yapmadı. Şimdi de Ona düşen millet arasında adaleti sağlamasıdır. Unutmayalım ki “birinin yediği halde diğerinin bakakalması sonu kıyamettir.”
Böylesi bir hayat anlayışı dengeleri bozmaktadır. Bugün milletvekili olup eğer yine vekil ise ocak ayı maaşı dört yüz bin tl. civarında gösterilmektedir. Bu ise telafi edilemeyecek bir uçurumdur. Bunu her kademedeki görevlimiz değerlendirmelidir.
Yoksa bunun bedelini “bu mülkün SAHİBİ nasıl ödetir, bir düşünün.”
Böyle bir sorumluluğu kimse yüklenmese ne olur! Esselamu aleykum

İlhan Oral  12.01.2025

Bir Yorum Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. İbrahim TAMER dedi ki:

    Tayyip Erdoğan da, AKP’li yöneticiler de bir ders almamış.
    Hala dar gelirliye işçiye emekliye zulmetmeye devam ediyorlar.
    Fahiş kar elde edenlere yönelik ciddi bir yaptırım yok. İşlerine geldiği gibi kanunlar yapıyorlar ama dar gelirlileri rahatlatacak tek bir ciddi hamle yok.
    Adeta, genel seçimde de halk bize tokat atsa diye bekliyorlar.
    Şahsen ben yine Cumhur İttifakına oy veririm, ülke güvenliği, dış politika, vatan noktasında; lakin, çoğu akp’li dar gelirli bile umursamaz basar tokadı. Bu durumda da olan devlete olur, vatana olur. Çünkü chp’nin çizgisi ve kimlerin sözcülüğünü yaptığı ortada. Zaten bu yüzden kızıyorum iktidara. Bir avuç rantçı mahluk daha çok semirsin diye hareket ederken, ülkeyi chp’ye teslim edeceklerinin farkında olmamaları mümkün mü?
    Bir avuç market ve hal mafyası, koskoca halka tercih edilir mi? 3 liraya bahçede satılan portakal 40-50 liraya millete yedirilir mi?