Ahmet Doğan Hikâyesinin Final Perdesi

Yayınlama: 14.04.2025
22.544
A+
A-
Bulgaristan Türklerinin BULTÜRK derneğinin Genel Başkanı Rafet Ulutürk

Artık Bulgaristan’da kimse kalmadı ki Ahmet Doğan’ın gerçek yüzünü görmemiş olsun. Hak, hukuk, özgürlük, fikir… Bunlar sadece onun ağzından çıkan ama kalbine hiç uğramamış kelimelermiş meğer. O yıllarca sadece “porsiyonları” büyüttü. Saraylar inşa etti, hayaller değil. Türklerin sırtına basarak yükseldi, sonra dönüp onları ezdi.

Bu yazı bir hesaplaşma değil. Bir gerçeği ilan etme yazısıdır. Çünkü son perde oynanıyor.

Bir Lider Değil, Bir Lanet Gibi

Ahmet Doğan, Bulgaristan’daki Türklerin kaderine 35 yıl boyunca musallat olmuş bir lanetti. Olanı olduğu gibi söyleyelim: Doğan, bu halkın umutlarını sömürdü. Onların kaderini kendi kişisel servetine dönüştürdü. Halkın sesini bastırdı, yerine kendi fısıltılarını koydu. Zamanla o fısıltılar da kısık bir iniltiye dönüştü. Bugünse artık sustu. O sesi kimse duymuyor artık, çünkü halkın kulağı kalmadı. Kalbi kırık, gözü yaşlı, sesi bastırılmış bir halkın öfkesinin altındayız.

Saraydan Kovulan Adam

12 Nisan 2025… Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, sözde halkının temsilcisi Ahmet Doğan, bir zamanlar “evim” dediği yerden polis eşliğinde çıkarıldı. Üstelik yanında yıllardır etrafında dönen çemberden sadece bir avuç isim kalmıştı. O da ne kadar sadıksa artık… Çünkü bu davetsiz işgal, bir kez daha gösterdi ki Doğan, sadece bir siyasi figür değil, artık bir “sorun”.

Evden çıkarılırken söylediği sözler her şeyi özetliyordu:
“Ben sahibiyim! Znaeş li koy sam az?”
Evet, herkes biliyor kim olduğunu. Ama ne olduğunu artık herkes daha iyi biliyor: Bu halkın kaderine çöreklenmiş bir gölge.

Artık Herkes Uyandı

O artık çağrı yapıyor: “Türkler, beni kurtarın!”
Kusura bakma, halk seni sırtında taşıdı ama artık sırtında senin ağırlığın değil, senin yükün var. Ve bu halk bu yükten kurtulmak üzere. Çok az kaldı. Çünkü bu millet, yıllardır senin gölgende yürüyordu. Ama gölgeler yol göstermez, sadece ışığı engeller.

Bugün artık o gölge dağılıyor.
O dev gibi gösterilen adamın, halk tarafından nasıl sokağa bırakıldığını izledik. Sarayın camları ardında ağlayan bir çocuk değil, düne kadar halkın umutlarını rehin almış bir kurtçuk gördük. Ve halk, o kurdu artık kabullenmiyor.

Bir Dönemin Sonu

Bu halkın gözünde liderlik; hak yememek, halkına hesap vermek ve gerektiğinde onlarla yan yana durmaktır. Ahmet Doğan ise yıllarca halkının karşısında durdu. Onlara sırtını döndü. Şimdi ise, o sırtını döndüğü insanlar onu terk etti.

Sana yıllar önce söylemiştik: Bu gidişin sonu hayır değil. O zaman kimse inanmadı. Şimdi herkes gördü.

Bugün seni kapı dışarı eden sistem, aslında yıllarca seninle iş birliği yapanların eseridir. Ama tarih böyle çalışır: Kullanır, sonra atar.

Ve şimdi…
Sıra halkta.
Türkler artık başlarını yerden kaldırıyor. Sadece seni değil, seni örnek alan tüm sahte liderleri de süpürecek bir dalga geliyor.

Ahmet Doğan, bu sana halkın son selamı:
Ne yaşarken mert oldun, ne ölürken onurlu olacaksın.
Ama artık sana ihtiyaç yok.
Git. Halk senden daha çok yaşasın!

Not: Bu yazı; bir dönemin sona erdiğini ve yeni bir halk uyanışının başladığını duyurmak için kaleme alınmıştır. Biz yazarken vicdanla, halk okuyacakken umutla okusun.

Bir Yorum Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.