İslam Birliğinin Azameti 2

Yayınlama: 21.09.2024
5
A+
A-

Açıkça ifade etmek gerekirse biz cumhuriyet dönemi müslümanları olarak İslam’ı anlatmada yöntemsiz kaldık. Kur’an yöntemini kullanma sıkıntısı yaşadık.
Takriben elli beş sene önce idi. Artvin’den İstanbul’a dönüşümde bütün Karadeniz şehirlerinde her tarafta ayni sinema filminin reklamını gördüm. İstanbul’a vardığımda arkadaşlarımla bu filim hakkında konuştuk. Arkadaşlarım bana “hâlâ gidip filmi seyretmedin mi” diye sordular. Bir gün sinemaya gitmeye karar verdim.
Şehzadebaşı’nda sinemaya gittim. Filimde HOCA FETTAH kalleşçe rolünü sürdürüyor. Nerede Aliye öğretmeni görse “Vurun Kahpeye” diyerek çığlık atıyor. Halkı kışkırtıyor. Başka değil, İslam dinini ve âlimlerini aşağılıyordu. Sırtlanlar gibi saldırıyordu. Bu şarlatan, cahil, küstah ve saldırgan fetbaz Fettah Vurun Kahpeye filmi ile aslında Aliye Öğretmeni değil, İslam’ı linç etmenin savaşını veriyordu.
O gün ben hayatımın en kasvetli günümü yaşadığımı unutamadım. Filmi seyretirken öldüm öldüm dirildim. Devletime kızdım kırıldım. Ağlamaktan bitkin halde yoruldum. Şehzadebaşı’ndan Çarşamba İsmailağa medresesine kadar hıçkırıkla ağladım. O kadar etkilenmiştim ki, hiç kimse beni ilgilendirmiyor, ben ağlıyordum.
Beni o halde görenlerin “vah vah” seslerini duyuyordum. Amma tepki verecek mecalim kalmamıştı. İşte dostlarım, yüzlerce sene ilimle, adaletle, merhametle, şefkatle topyekün İslam medeniyeti sistemi ile Avrupa ülkelerinin belli bir kısmını yöneten bu mübarek millete böyle hakareti reva gördüler. İslam’ı, sinema ve benzeri çalışmalarla hayattan kaldırmayı hedeflediler. Haçlıların ve siyonistlerin desteği ile çökertmedik güç ve yıkmadık değer bırakmadılar. Biz müslümanlar ise sinema alanına ve animasyon dünyasına girmeyi düşünmedik hatta çok ihmal ettik. Şer güçler bizi bu alanlarda vurdular, çökerttiler. Çökerttiler, dağıttılar. Cahil bıraktılar ihanet ettiler.
İslam gibi bir sistemi, müslümanların hayatlarından kaldırdılar. Kur’an ilimlerini yasakladılar. Manevi değerlere yol vermediler. Âlimlerin kökünü kuruttular. Âriflere hayat hakkı tanımadılar. Bu arada müslümanlar da bitkin ve sönük bir halde ümitlerini kaybettiler. Müslümanlar bu halde iken bile dünya mazlûm ve mağdûr toplumlarının kendilerinden çok şey beklediklerini unuttular. Bizde birlik kalmadı. Merhametin, edebin, şefkatin ve adaletin buharlaştığını bile fark edemiyorlardı.
Umutlar çökmüş hayaller birbirine karışmıştı. Orada burada İslam adına karma karışık bir şeyler konuşanlara millet sarılmak istiyordu. O dönemlerde kimlerin peşinden koştuksa akîm kaldı. Yıkılan büyük medeniyetin enkazı altında kalan ve yabancılaşan gençlik sahipsiz kaldı. Müslüman bireyleri birbirlerinden uzaklaştırıldı.
Guruplar, cemaatler, partiler, bloklar ve platformlar devreye girdi. Hocalar “emri bilmarufu ve nehyi anilmünkeri derin dondurucuya bıraktılar. Meydan alabildiğine boş kaldı. İnsanlarımızın gönül dünyaları hepten maneviyattan boşalarak bugüne gelindi. Her taraftan ağır kokular sızarken aile iğrenç tehlike sinyalleri vermeye devam ediyordu. Sanki hiç yokmuş da birden bire Narin Güran adında bir kız çocuğunun acı dramı haberi yayıldı. Amcasının, annesi ile yaptığı fuhşu, gözleriyle görerek şahit olmuştu. Yıkılan hayalleri ile kendi de hayattan koparıldı.
Şimdi biz, Nisa:4/59 da ki “ulul emri ve Ali İmran:3/104 de ki “lider kadroyu” hedefleyerek yeniden Kur’an’la birliğimizi, Allah rızası istikametinde gerçekleştirme mücadelesini başlatalım. Milletimizi ve gelecek nesillerimizi yeniden inşa etmeye çalışalım. Animasyon ve sinema faaliyetlerine kararlılıkla başlayalım.
İslam birliğini tabana yayarak yaşayalım. Esselamu aleykum

İlhan Oral

Bir Yorum Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.