Gençleri Anlamak İstiyorum

Bu gün bizim özüne, tarihine, inancına bağlı, Okuyan, araştıran, düşünen ve üreten bir nesle ihtiyacımız var. Gençliğimiz üretmeden tüketmeye endexli bir şekilde yetişiyor.

Günümüz gençliği ne yazık ki. Asr-ı Saadet, Kısas-ı Enbiya, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam, Tasavvuf ilimlerinden habersiz yaşamakta. Edebiyat, kültür sanat desen, batılı kaynakların tesirinde, neme lazımcı yaşamaktadır.

Bizim ecdadımız her alanda dünyaya örnek olmuş, ders vermiştir. Bu gün üniversite veya başka alanlarda yetişmiş kaç gençimizin matematik, fizik, kimya, astronomi veya İslami alanlarda ilmî, bilimsel araştırma, çalışma veya elle tutulur bir icatları vardır..?

Gençliğimiz dünya meselelerini, İslam dünyasının sorunlarını sorgulamaktan, Kendi fikir ve düşüncelerini savunma cesaretinden uzak, başka radikal insan ve akımların etkisinde, gayesiz yaşamaktadır.

Sosyal medyanın, telefon, internet gibi sanal âlemin etkisinde, kendisini tüm kültürel faaliyetlerden soyutlayan genç, bu alemden koparak, hayal dünyasında yaşamaktadır..

Böylece gayesiz, sevmeden, sevilmeden kopuk bomboş zikir, fikir, Şükür’den uzak, yiyen, içen tuvalete giden bir makina hâline gelmektedir..

Elbette bütün genç kardeşlerimizi aynı kategoride düşünmek mümkün değildir. Fakat hızlı bir şekilde özel ve devlet okulları da dahil, gençlerimiz hızla fire vermekte, manevî bir boşlukta yaşamaktadırlar. Bu boşluğu da bize ters ve bâtıl “İZM” ler doldurmaktadır…

Gençlik yirmi dört saat yabancı müzik dinlemekte, sanatçı konserleri, saha maçları peşinde koşmakta, çalışmadan kazanma, ünlü olma gibi “özsüz, köksüz” yalnız maddeye yönelik “ruhsuz” yaşamaktadır.

Korkuyorum bu gidişle okumayı, düşünmeyi, araştırmayı, Sevgi, saygı ve tüm güzel meziyetleri unutacağız…

Sözün özü aynaya bakan gençlik, aynada bizi gördü. acil olarak önce bizim örnek bireyler olma mecburiyetimiz vardır..

Ahmet Ali Canbaz