Neden Millî Görüş?

Esselamüaleyküm.

İl yazı, ilk sözler, ilk kelimelerimizin başlangıç ile ilgili olması sanırım doğaldır.

Yeri ve göğü, ikisi arasındaki her şeyi en mükemmel biçimde yaratan, yaşatan Rabbimiz daima adaletli olmayı, adaletli davranmayı emretmiştir. Öyle ki; adalet bazen bize de zor gelir ama en adil olmamız gereken yerde aleyhimize olduğunda dahi adil olabilmektir. Bu söylendiği/yazıldığı kadar kolay değildir.
Rabbimiz adaleti ile bitkileri, af buyurun hayvanları ve eşref-i mahlukat (en şerefli varlık) olarak insanı yaratırken bile üstün yaratmıştır. Bitkileri tek boğumlu kromozomla, hayvanları iki boğumlu kromozomla, insanı ise üç boğumlu kromozomla yaratmıştır. Bu yaratılıştaki farklılıkla insana dört haslet vermiştir.
İnsan, henüz kromozom seviyesindeki farklı yaratılışı ile doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan, iyiyi kötüden – güzeli çirkinden, adaleti zulümden ayırabilir. Bu üstün hasletleri ile de insan imtihan olur. Dikkat ediniz Müslüman demedik, insan dedik…
İman eden veya etmeyen her insan bu üstün özelliklerle yaratıldı. Yaratılışından gelen doğal yapısıyla çirkini beğenmez, yanlıştan hoşlanmaz, kendisine açık zararı dokunandan uzak durur, kötülükle muhatap olmak istemez, zulmü kabul edemez. İşte tam burada yaratılış sırrı ile bir gerçekliği kabul etmeli ve gereğince davranmalıyız.
Yazımızın burasında bir hadisi şerifi de nakletmek uygun olacaktır.
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
Tüm bu gerçeklerden hareketle her bir insanın, gördüğü yanlış, kötü, çirkin, zararlı ve adil olmayan uygulamalara karşı olmak ve hatta yerine doğrusunu, iyisini, güzelini, faydalısını ve adil olanı getirmek, ikame etmek – yerleştirmek sorumluluğundadır. Bu görev isteğe bağlı değildir. Üstün vasıflarla, eşrefi mahlukat (en şerefli varlık) olarak buna mecburuz.
Buraya kadar olabildiğince konsantre etmeye çalışarak sizinle paylaştıklarımız Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın 20. Yüzyıla hediyesi Millî Görüş’ün temel ilkeleridir. Allah (cellecelaluh) kendisine rahmet eylesin, bizi de yolundan ayırmasın.
O nedenle Erbakan Hocamız Millî görüş partilerini bir tarafa koyarken diğer partilerin tamamını diğer tarafa koyardı. Bu yazdıklarımızı yine Erbakan Hocamızın bir diğer sözü ile destekleyelim isterseniz.
– İyi, doğru, güzel, faydalı ve adil olanın hâkim olması için yapılacak çalışmalar için yönetim kademelerinde olmanız gerekir. Eğer en uzun atlama yapabilen dünyayı yönetecek olsaydı Millî Görüş en büyük spor kulübü olurdu, derdi.
Tüm bu anlattıklarımız sonucunda Millî Görüş siyasetinin ne için yapıldığı anlaşılmış olacaktır.
Millî Görüş, Yeniden Refah Partisi ve Sayın Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan yönetimde ve paylaşımda adaleti tesis etmek için maddi – manevi fedakarlıklarla, rüzgâra değil fırtınalara karşı çıkarak bu yolu yürüyor.
Ülkemizi ve milletimizi borç-faiz sarmalından kurtararak hak ettiği hayatı yaşayabileceği bir standarda yükseltmek için çalışıyor.
Ülkemizde ve dünyada her nerede hangi zulmü kim işlerse işlesin karşısında durmak, engellemek için mücadele ediyor.
Mücadelenin temel değerlerini ise milli ve manevi değerlerimiz belirliyor. Kişisel çıkar için değil başkalarının, herkesin hakkını korumak ve refahını temin etmek için uğraşıyor.

Elimizden geldiğince özetlemeye çalıştığımız bu gerçekler Yaşanabilir Türkiye’nin, Yeniden Büyük Türkiye’nin, Yeni ve Adil Bir Dünya’nın müjdesidir aslında. Samimiyetle, gayretle, azimle, her işi gerektiği şekliyle yaparak, bu temel değerler çerçevesinde Yeniden Refah ve Yeniden Erbakan’la buluşup, el ele vererek tüm insanlığa en büyük hizmeti yapmış olacağız.

Vesselam.

Duamız: Hakk’ı Hakk bilip Hakk’ın hakimiyeti için, Batıl’ı Batıl bilip Batıl’ın mağlubiyeti için hakkıyla cihad edenlerden olmayı dileriz.

Mehmet Yavuz (Yeniden Refah Partisi Teşkilat Başkan Yardımcısı)  14.11.2023

Kaynak: çamlıca vadisi