Yeryüzünde Allah’ın iki kitabı vardır. Biri Kur’an-ı Kerim, diğeri ise Kâinat Kitabı. Her iki kitap da okunmayı, üzerinde düşünülmeyi, derin bir hikmetle anlaşılmayı bekler. Kur’an, ruhlarımızı aydınlatırken; Kâinat Kitabı, dünyamıza ve bedenimize dair sayısız sırları fısıldar. Bugün gelin, bu büyük kitabın bir sayfasını açalım ve böğürtlen bitkisinin hikmetine bakalım.
—
Toprağın Tamir Ustası: Böğürtlen
Toprağa dair her şey bir düzendir, her bitki bir amaca hizmet eder. Böğürtlen, yalnızca dikenli dalları ve leziz meyvesiyle değil, toprağa yaptığı hizmetle de yaratılışın mucizelerinden biridir. Kadim tıp bilginleri, böğürtleni şifa kaynağı olarak tanımış, yaprağından köküne kadar şifa deposu olduğunu dile getirmiştir. Bugün modern bilim, böğürtlenin antioksidan özelliklerini, DNA’yı koruma gücünü ve vücudu temizleyen etkilerini doğrulayan yüzlerce makale yayınlamıştır. Ancak böğürtlen yalnızca insan bedenine değil, yeryüzüne de şifa taşır.
Böğürtlenin asıl mucizesi, hastalıklı topraklarda ortaya çıkar. Terk edilmiş, besinsiz, yorulmuş topraklara adeta kalp nakli yapar. Kökleriyle toprağa derin kanallar açar, bu kanallardan hava ve oksijen taşır. Bu oksijenle toprakta hayat başlar. Yararlı mikroorganizmalar çoğalır, toprak yeniden yeşermeye, canlanmaya başlar. Ancak bu iyileştirme sürecinin devam etmesi için böğürtlenin yaşaması gerekir. İşte burada dikenlerin hikmeti ortaya çıkar.
—
Dikenler: Koruyucu Bir Hikmet
Peki neden böğürtlen dikenlidir? Neden bazı bitkiler dikenlerle donatılmıştır? Çünkü Yaratıcı, her varlığı bir amaç doğrultusunda yaratmıştır. Böğürtlenin dikenleri, onu hayvanların saldırılarından korur. Bu, bitkinin hayatta kalabilmesi ve toprak iyileştirme görevini sürdürebilmesi için bir zorunluluktur. Yani diken, böğürtlenin “görünmez zırhıdır”. Her diken bir mesajdır: “Bu bitkiyi koruyun, çünkü onun bir görevi var.”
—
İnsanoğlunun Göremediği Mesaj
Ne yazık ki insan, doğanın bu dilsiz mesajlarını okumakta zorlanır. Yabani böğürtleni zararlı bir ot olarak görür ve onu yok etmeye çalışır. Toprakları beslemek için daha fazla kimyasal gübre kullanır, daha fazla zararlı ilaç püskürtür. Ancak her defasında doğanın direnişiyle karşılaşır. Çünkü Allah, Kâinat Kitabı’nı her detayıyla okumamız, anlamamız ve saygı duymamız için yaratmıştır. İnsan doğayı anlamadıkça, kendine zarar vermeye devam edecektir.
—
Çocuklarımıza Doğayı Öğretelim
Ey Müslümanlar, çocuklarımıza doğayı okumayı öğretelim. Ağaçlara, bitkilere ve toprağa sadece bakmasınlar, onları anlamaya çalışsınlar. Böğürtlenin dikenine bakıp “Neden dikenlidir?” diye sorsunlar. “Bu bitki ne yapar, neye hizmet eder?” diye düşünsünler. Çünkü bu sorular, insanı Allah’ın hikmetini anlamaya bir adım daha yaklaştırır.
Doğa, bize sessizce anlatır. Bizimse bu mesajları görmemiz ve Kur’an-ı Kerim’in öğretileriyle birleştirerek doğru yorumlamamız gerekir. Unutmayın, Kâinat Kitabı’ndaki her şey bir mucize, her detay ise bir hikmettir.
O halde soralım: Böğürtlen toprağı tamir ediyorsa, biz insanlar da ruhlarımızı ve dünyamızı nasıl tamir edebiliriz?
Düşünün, okuyun, sorular sorun ve Allah’ın hikmetini arayın. Çünkü kâinat, insanı Allah’a götüren en büyük delillerden biridir.