Konu ile ilgili yazılarımı takip edip ciddiyetle okuyan kardeşlerim verdiğimiz mücadeleyi paylaşıyorlar. Bunu desteklediklerinin farkındayım. Teşekkür ediyorum.
Bugün bizler, İslam Dini üzerine yaptığımız çalışmalarda kendi mülahazamızı farklılığı ile sergiliyoruz. Eğitimde, konferanslarda, sempozyumlarda, akademik alanda, köşe yazılarında, vaazlarda, kitaplarda ve diğer alanlarda genelde hamasî ve teorik türünde bir şeyler yapmaya yöneliyoruz. Hatıralar, kopyala yapıştır, kıyasiye eleştiriler, derinlemesine tarihî açıklamalar, “hayırlı cumalar,” günümüzü pek ilgilendirmeyen hikâyeler, Kur’an muhtevası ihmal edilen hatimler. Daha neler…!
Evet, uygulamaya gelince karşımıza muhteşem kocaman bir ayet dikiliyor;
Peygamberin davetini, aranızda birbirinizin çağırışı gibi tutmayın. İçinizden birbirini siper edip arkasına gizlenerek sıvışıp kaytaranları Allah biliyor. Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına fitne belâsı inmekten yahut kendilerine acıklı azap isabet etmekten çekinip korunsunlar. (Nûr:24/63)
Görüldüğü gibi her şeyden önce bu davanın ve de âdil düzenin gerçekleşmesi için sıvışıp kaytarmak olmayacaktır. “At kaçtı, torba düştü” bahanelerine sığınmak da yoktur. İman vardır. Sadakat vardır. Kabullenerek tevekkül vardır, teşebbüs, azim vardır ve Kur’an ile “büyük cihad” vardır. İlim, irfan var, “levvame nefsi” aşmak var.
İşte biz de bu anlayış ve azim ile yola çıktık. Aile Eğitimi, “üç günde Kur’an öğretiyoruz programı, gençlere yönelik rehber satırlar ve başta çocuklara, dolayısı ile ailelere hizmet verme azmi ile çalışmaya başladık. Son çalışmamızda animasyon hikâyesini yazdım. Bu hizmette özellikle gönüllü, azimkâr ve şuurlu dostlarımdan biriyle tanıtım çalışmasına başladık. İfademi hoş görün. Gece gündüz denecek bir çalışma yürüttük. Birkaç sinema ve animasyon firmalar ile çalışmalarımızı yürüttük.
Sinema filmi çekimi merhalesine geldik. Bunun için imkân nisbetinde çalmadık kapı bırakmadık. Tavsiyeler, yönlendirmelerle uğurlandık. Yalnız maddi destek konusu gündeme gelince, akan sular kesildi. Bu, hayatî önem taşıyan su, donakaldı.
Burada “hakkın zevalini” kabul etmeyeceğimiz anlayışı ile basireti ve dirayeti ile ciddiyetini sürdüren maddeten desteğini sürdüren bir kardeşimi tebrik ediyorum.
Her şeye rağmen mücadelede “yardımcıların en hayırlısı Rabbimizden ümit kesilmez.” O fırsat verdikçe hizmete devam etmek bizim görevimizdir.
Çünkü bizi en zayıf tarafımızdan vuran ve “müminler arasında fuhşun yayılmasını severek yayan” Haçlı saldırganları ve siyonist zâlimler durmak ve yaptıklarıyla yetinmek istemiyorlar. Bugün de her cephede nasıl saldırdıkları çok açık görülmekte ve bilinmektedir. Ustaca işleyip aramızda yayıldıkça yayılan korkunç sosyal medya saldırıları durdurulamıyor. Şer güçler tahribatlarına yüklendikçe bizim bertaraf edebilmemiz için özellikle çocuklara dolayısı ile ailelere ve gençlere daha etkili ve daha yapıcı hizmet etmemiz gerektiğini çok iyi bilip kabullenmeliyiz.
Bu önemli gerçek istikametinde animasyon hikâyesinde önemli bir karakter tesbit ettim. Hikâyemizdeki BÜFECİ karakteri ile başladığımız çalışmamız, gerek animasyon ve gerekse sinema yapımcı firmalarca hüsnü kabul gördü. Beni gerçekten ümitlendiren bu gelişmenin maddi destek engeline takılması işin az da olsa gecikmesine sebep oldu. Bizim inancımızda “sabreden zaferi hak eder.”
Onun için mücadeleye hız kesmeden devam etmeye birlik halinde çalışmaya ihtiyaç vardır. “benim başarım ve bağlılığım ancak Allah’adır.” Hedef de budur.
ÂDİL HAYAT, eğitilmiş gönüllerin zafer tacıdır. Esselamu aleykum
İlhan Oral 02.02.2025