İsrail’in yaptıklarını doğru anlamlandırabilmek için onları iyi tanımak lazımdır. Kur’an’da Allah onları “bozguncu” olarak tanımlıyor. Maide Suresi 64. Ayet: “Onlar yeryüzünde bozgunculuk için çaba harcarlar; Allah ise bozguncuları sevmez” diyor.
Bu sıfat tabiri caizse üzerlerine cuk diye oturmaktadır.
Bozguncu bir kavim oldukları, bizzat kendi inandıkları muharref tevratta dahi yüzlerine vurulmaktadır.
‘Bozguncu’ sıfatını gelin mercek altına alalım.
İsrailoğulları Yahudi bir din toplumudur. Ancak onların inanışına göre yalnızca onlar din sahibi olabilir. Diğer insanları insan bile kabul etmezler (Filistinlileri böcek öldürüyormuş gibi öldürüyorlar). Bu nedenle neye inandıklarının onlar için hiçbir önemi yoktur. Onların çıkarı ve hedeflerine uygunsa neye isterlerse inanabilirler. Veya inandıkları şey onların işine gelecek şekile sokulur.
Bu nedenle,
Dünya üzerinde ne kadar sapkın inanış varsa bilin ki arkasında onlar sırıtıyordur.
Bütün “izm”lerin kaynağı onlardır (kapitalizm, komünizm, faşizm, liberalizm ve diğerleri). Birbirine tamamen zıt, düşmanca şeyleri üretmekten çekinmezler.
Darwinizm gibi en akıla ziyan bir teoriyi dahi insanlığa dayatan yine onlardır.
Darwinizm aleyhine söz sarfeden bilim adamının ayağı hemen kaydırılır. Bu sapkın teori Allah’ın varlığını inkâr için pompalansa da onlar için sakıncası yoktur. Zira kendileri dışındakilerin sağlam toplum yapıları olmasındansa, böyle sapkınlıkların yolunu ardına kadar açacak şeylere inanmaları tercih sebebidir.
LGBT hareketi bunların fonlarıyla desteklenir. Arkasında bunların olduğu Küreselcilerin LGBT’yi toplumlara dayatmasının önemli nedenlerinden biri, nüfusu kontrol altına almaktır. Zira bunlar, dünyada fazla nüfus olmasını da istemezler (kendi nüfusları 14 milyondur).
Nüfusları dünyadaki her köşebaşını tutmaya yetmeyeceğinden ve dikkat çekeceğinden, kendileri dışındaki seçtikleri kişileri “sen de siyonist olabilirsin.. yahudi olmana gerek yok” gibi sözlerle ve esasen menfaatlandırma yoluyla veya bunlarda başarı elde edilememişse kumpas ve şantaj yoluyla kendi hedeflerine hizmet ettirirler.
Küresel faizci sistem de onların eseridir. Parayı her türlü kontrol altında tutarak, toplumları sömürür, bu enstrümanı diledikleri gibi kullanarak ekonomileri esir ederler.
Eşcinsellik toplumları dinden uzaklaştırır, ifsad eder ve zayıflatır. Bu da istedikleri bir şeydir.
Dedik ya, kendilerinin dışındaki toplumların ne olduğunun, neye inandıklarının onlar için hiçbir önemi yoktur.. yeter ki onlara, amaçlarına hizmet etsin.
İşte onların ‘bozgunculuğu’ tam olarak Kur’an’da tabir edildiği gibi vuku buluyor.
Bu inanış şekli bütün dünya için en büyük tehlike ve tehdittir.
Tüm dünya bu tehlikenin farkına vardığında onlar için sonun başlangıcı olacak.
Selahaddin Altun