Genç nesil kayıp gidiyor. Yirmi yılın altın çağı, gençlikten olgunluk çağına yokluğu göremeyen nesil yirmi yılını kredi ve borç içinde yaşayan kesim sürecin bu şekilde devam etmesini istiyor. Kemer sıkma meselesinde veya kredi verilmediği için toplum devlet, den memnun olmadığı görülüyor
Devler dağıtılan kredilerin kısa vade, de toplanması için kemer sıkma politikası izlemek zorunda kaldı. Süresi dolar krediler zamanında yetkili kuruma tahsis edilmek zorunda kalacak zamanında ödenmeyen krediler faizin faizini ödemek zorunda kalacaksın.
Devlet güçlüdür halkına bakmıyorsa ne işe yarıyor toplumu memnun etmek için karşılıksız para üreterek enflasyon’un yükselmesine zemin mi hazırlanması gerekiyor. Ne oluyor ise fakir fukaraya oluyor iş dünyasının tuzu kuru yarınları düşünmeyen kesimler günlük hayat yaşayan kişilerdir. Kendinden başka birşey düşünmezler
Toplum nasıl kendini yüzde seksen beş kredi bataklığında buldu başta dünya bankası olmak üzere kredi dağıtım imkanları sunarak bankacılık sektörü yüzde kırk beş seviyelerinde büyümesine rağmen belli başlı holdingler hala Türkiye de banka kuruyor yıllık karları ortalama yüzde yetmiş seviyelerinde. Tüm hayatımızı bankalara bağladık banka ile yatıyorduk banka ile kalkıyorduk çalışalım banka kazansın siyonizm bir ucunu bağlasın hortumlasın sömürüsün iflas ettiğinde elinden tutuyor mu yok gencini kapı önünde bulduğunda arayan soran varmı yok işin bitti atın çöpe gitsin . Göle olarak kullanma noktasına getirmek amaç tüm Müslümanları bu duruma getirmek değimli sömürerek lokma edip yutmaktır.
Bankacılık tefecilik tüm toplumun birlik beraberliğini bozan yakan düzen değilmi bizi biz yaban değerlerimizden uzaklaştıran düzen değil mi bizim birliğimizi beraberliğimizi yıkan bu düzen ile nereye kadar gideceğiz eylem planında narkoz masasından bir anda kalkalım ses getirelim
Türkiye’de teknoloji, sanayi, tarım ve hayvancılık, tekstil yerini alan bankacılık sektörü olurken o kimseler banka yerine üretime dayalı sanayileşme yatırımları neden yapmıyorlar, para hızlı dönüyor ama üretim hızlı dönmediği için cazip bakmıyorlar kısa vadeli kazanç bankacılık üzerine çalışan belli başlı holdingler siyonizme alet olan sahte Müslümanlardır .
Bankacılığı Müslümanlardan öğrenenler kendi istediği gibi düzen kurarak tüm insanlığı faiz ve tefecilik ile sömürmektedirler. Toplumu değerlerinden uzaklaştırma ameliyat masasında dininden inancından uzaklaştırma ameliyatıdır. Bu ülkede geçmişte bazı devlet adamları ile kurur duyanlar tamamen batı politikaları uygulayarak çağımızın kuşağı altın çağını yaşayanlar onların politikaları işte bugün Allah bizi tüm insanlığı çeşitli afatlar hastalıklar ile cezalandırıyor Allah’ın razı olmadığı kararlar alıyoruz.
Helal haramın bir birinden ayırt edemez ahir zaman alametleri yaşayan bu toplum asimetrik bir savaşa gidiyor geçmişinden geleceğinden habersiz toplum siyonizme karşı nöbet beklerken siyonizm zaman kazanıyor
Ticaret yapmak için faiz, konut almak için, yazlık almak için, otomobil almak için, tarım hayvancılık yapmak için faiz, emekli olmak için faiz, alış veriş için faiz geri ne kaldı boğazımızda faizden başka birşey geçmiyor
zaden ne kazanıyorsun daha kazanmadan faiz ödüyorsun iflas edip yok oluyorsun neden allahin razı olmadığı işler yapıyorsunuz. El birliği ile bankalardan çekilirse ne olur yüzde dokuz yüz karlar dört de iki ye düşer
.
Vakıf adı altında kooperatif veya yardım sandığı veya emekli sandığı veya ticaret yapma sandığı kurulabilir birleşe biliriz bütünleşe biliriz .yeniden kardeşlik birliğimizi yaşayabiliriz.
Günümüzde bir birine düşman olanlar yarın savaşta nasıl bir araya gelecekler düşmanlık veya bir birine hor bakanlar toplumu ayrıştıran kesimlerdir. Kendini beğenmiş ahlaksız sahte Müslümanlar sonradan para ile zenginlikle buluşan makam sahipleri veya holding olanlar
Halk değil devlet güçlü olmalıdır. Devletin karşısında kimse aslan kesilemez güçler ayrılığı paradan ve bilgiden ibarettir. Bilim gücünün önüne devlet’den başka hiç bir güç geçemez paradan gücünü alanlar kendilerini devletin olduğunu düşünenler ise kendinden başka bir allahin kuluna faydası dokunmayanlar ancak hayal dünyasında yaşayanlardır. Zenginin daha zengin fakirin daha fakir yaşadığı bir dönemde yaşıyoruz.
Mustafa Şentürk
Araştırmacı-Yazar