Bulgaristan’da Müftüler Türk İslam Halkına Hizmet Etmiyor:
Din ve Siyasetin Kıskacında Bir Toplum
Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman azınlığın dini temsilcileri olan müftüler, son yıllarda halkın manevi ihtiyaçlarını karşılayacak bir liderlik sergilemekten giderek uzaklaşmış durumdalar. Müftülük makamları, İslam’ın öğretileri doğrultusunda topluma rehberlik etmesi gereken bir yapı olması gerekirken, ne yazık ki siyasetin etkisi altına girmiştir. Bu durum, Türk İslam halkının dini özgürlüğünü zedelemekte ve onların dini vecibelerini yerine getirme konusunda ciddi sıkıntılar yaşamalarına neden olmaktadır.
Müftülük Makamı Siyasetin Gölgesinde
Bulgaristan’da müftüler, tarih boyunca Müslüman Türk toplumunun en önemli manevi liderleri olmuştur. Ancak günümüzde, bu rol büyük oranda siyasi baskılarla şekillenmiştir. Bulgaristan 1934 yilindan beri dini devlet kontrolüne almıştır.
Özellikle 1990 dan sonra Hak ve Özgürlükler Hareketi’nine bu görev verilmistir. DPS-HÖH etkisi altında kalan müftülük makamı, halkın dini ihtiyaçlarını karşılamak yerine, partinin siyasi çıkarlarına hizmet eder hale gelmiştir. DPS, Bulgaristan’daki Türk azınlığın oylarını konsolide etmek ve kendi gücünü korumak için müftülükleri bir araç olarak kullanmaktadır. Bu durum, dini liderlerin halkın çıkarlarını göz ardı ederek, siyasetin güdümünde hareket etmelerine yol açmaktadır.
Müftülerin, dini hizmetler sunmak yerine siyasetin bir parçası haline gelmeleri, halkın gözünde onların itibarını düşürmektedir. Toplumun ruhani liderleri olarak beklenen müftüler, bu rolü yeterince yerine getiremeyip, dini liderlikten uzaklaşmaktadır. Türk İslam halkı, manevi destek almak için başvurduğu müftülerden siyasi mesajlar duymakta ve bu da halkın dini yapıya olan güvenini derinden sarsmaktadır.
*Dini Hizmet Eksikliği*
Müftülerin siyasetin etkisi altında kalması, dini hizmetlerin aksamasına da neden olmuştur. Müslüman halkın en temel dini talepleri bile ya göz ardı edilmekte ya da siyasete alet edilmektedir. Camilerin bakımı, dini eğitim ve vaazlar gibi toplumun ihtiyaç duyduğu hizmetler ya yetersiz ya da tamamen eksiktir. Özellikle genç nesillerin dini eğitimi konusunda ciddi eksiklikler yaşanmaktadır. Bulgaristan’daki Müslüman Türk halkı, çocuklarına İslami eğitim verecek sağlam bir altyapıya sahip olamamakta, bu da dini ve kültürel kimliğin giderek zayıflamasına neden olmaktadır.
Müftülüklerin, halkın dini ihtiyaçlarına cevap vermemesi, toplumu maneviyattan uzaklaştırmakta ve dini hizmetlerin yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Bulgaristan’da yaşayan Müslümanlar, dini vecibelerini yerine getirme konusunda büyük zorluklarla karşılaşırken, müftülüklerin bu duruma sessiz kalması kabul edilemez bir tabloyu ortaya koymaktadır.
*Çözüm: Müftülerin Görevlerine Dönmesi*
Müftülük makamlarının tekrar halkın güvenini kazanabilmesi için, siyasetten tamamen bağımsız bir duruş sergilemesi gerekmektedir. Müftüler, siyasi partilerin etkisinden kurtularak, halkın dini ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalı ve gerçek İslami hizmetler sunmalıdır. Din, siyasetin gölgesinde kalmamalı; halkın manevi dünyasına hizmet eden bir yapı olmalıdır. Bulgaristan’daki Müslüman Türk halkı, dini liderlerinden sadece siyasi mesajlar değil, aynı zamanda gerçek dini rehberlik beklemektedir.
Dini liderlerin görevi, toplumu birleştirmek ve manevi bir rehberlik sunmaktır. Müftüler, bu görevlerini yerine getiremedikleri sürece, toplumun onlara olan güveni her geçen gün azalacaktır. Bulgaristan’da Türk İslam halkı, dini liderlerinin siyasetten arınmış, İslam’ın saf öğretilerini halkla buluşturacak bir tutum sergilemelerini beklemektedir.
Sonuç olarak, Bulgaristan’daki müftülerin halkın manevi ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için, siyasetin etkisinden çıkmaları ve gerçek İslami hizmetler sunmaları elzemdir. Müslüman Türk halkı, dini liderlerinden sadece siyasi otoritelerin değil, İslam’ın ve halkın çıkarlarının yanında olmalarını beklemektedir. Siyasetin gölgesinde kalan müftülük yapısı, hem dini hem de toplumsal yapıya zarar vermekte ve halkın maneviyatını zayıflatmaktadır. Bu yüzden müftüler, halkın gerçek liderleri olarak tekrar görevlerine dönmeli ve dini hizmetlerini layıkıyla yerine getirmelidir.