Sizlere bu mesajı iletmek için büyük bir sevinç duyuyorum. Sizler, Bulgaristan’da Türk kültürünün önemli bir parçasısınız ve bu toplumun geleceğisiniz. Sizlere seslenmek istiyorum çünkü sizin adaletli, güçlü, bilgili, merhametli, vicdanlı, cesaretli ve yetenekli olduğunuzu biliyorum.
Kırca Ali Efsanesi belgeseli Anadolu’yu aydınlatan meşalelerinden biri olan Kırcıların Ali’ye karşı ihmal edilmiş bir görevi yerine getirme sorumluluğudur.
Ayrıca unutturulmaya çalışılan tarihimize, Kırca Ali Efsanesi belgeseli yeni neslimize ışık tutma amacıyla çekilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Balkanlar’daki son kalesi olan Bulgaristan kaybedildikten sonra, burada yaşayan Türk, Müslüman nüfus Evlad-ı Fatihan’lar olarak maalesef oralarda mağdur ve muhtaç durumda kalmışlardır.
1878 den sonra yeni Bulgar yönetimlerinin uyguladıkları asimilasyon politikalarıyla, özellikle de Türklerin dilini, dinini ve kültürlerini yaşamasına engel olarak tarihi miraslarımızı yok etmeye çalışmışlardır.
Türk, aydınlarını yok edip, sürgüne göndererek dili, gelenekleri, inanç ve ibadetlerini engelleyip, sistemli zulüm politikası uygulamışlardır.
Sadece 1919 – 1923 yılları arasında Başbakan olan Aleksandır Stamboliski döneminde, Türklere büyük imtiyazlar tanınmıştır. Stanboliyski Rodoplara gelir ve “Efendiler gelin Bulgaristan’ı beraber yönetelim” der. İşte bunun için bizim dedelerimiz hepsi Çiftçi partisi üyesidirler. Türklerin Eğitim reformu da bu döneme rastlar. Fakat bu anlayış çok uzun sürmemiş çünkü Bulgar ırkçılar tarafından Başbakan Aleksandır Stamboliski’nin vahşice katli ile sona ermiştir.
Bulgaristan’ın Sovyetler Birliği’nin kontrolüne girdiği dönemden itibaren Türkler, sistemin baskısı altında kendi gölgesinden dahi korkar duruma getirilmişlerdir.
1989 yılına gelindiğinde Todor Jivkov döneminde bilindiği gibi; isimler zorla değiştirilmiş, hatta mezar taşlarında Türk izleri dahi silinmiş, son 1989 göçünde 350 bin civarında Türk, 3 ayda Anavatan’a göçe zorlanmıştır. Bulgaristan’daki Asimilasyon politikaları, demokrasinin gölgesinde, bugün bile halen devam etmekte ve maalesef yeni kuşakların tarihle bağları, gittikçe zayıflatılmaktadır.
Bu nedenle bize düşen görev yeni nesillerimize en azından yaşadıkları bu toprakların hangi şartlarda kazanıldığını, yaşadıkları coğrafyaya isimleri verilen bu uğurda verdikleri mücadelenin ne olduğunu bilmeleri için gerçekleri onlara anlatmak hepimizin tarihsel bir sorumluluğumuzdur.
Bu anlayışla çıktığımız bu yolda; öncelikle Türk nüfusunun başkenti sayılan Kırcaali şehrine adını veren Kırcıların Ali’nin, Türkistan Buhara’dan başlayıp Bitlis – Ahlât’tan, Antalya, Çanakkale’ye kadar bugün ondokuz ilden geçerek ve Kırcaali’ye kadar uzanan efsane mücadelesini tarihin izini sürerek yeni kuşaklara anlatmak istedik.
Bu mücadele bir varoluş mücadelesidir,
bu mücadele bir diriliş mücadelesidir ve bu mücadele devletten imparatorluğa dönüşümün mücadelesidir.
Kırca Ali’nın Buhara’dan çıkan yolculuğu;
Bir Türk – İslâm kültür yolculuğudur.
Ahmet Yesevî Hazretleri’nin izinden
Bektaşî ve Matûrîdîlik yolculuğudur.
Özetle bu yol Türklerin Kızıl Elma’ya yolculuğudur.
Bu nedenle Tarihimizin mirasçısı olacak Bulgaristan ve Türk Dünyası gençliğine, yeni nesillere, unutulmuş bir tarihin torunları olmamaları için önerilerimiz;
Size seslenmek için bu fırsatı kullanmak benim için büyük bir mutluluk. Sizler, iki kültür arasında köprüler kuran, farklılıklara rağmen bir arada yaşama iradesi gösteren, hem Bulgaristan’ın hem de Türkiye’nin geleceği için önemli bir rol üstlenen gençlersiniz.
Sizler, Bulgaristan’ın zenginliklerini ve Türk mirasını bir arada yaşayan bir nesilsiniz.
Bu büyük sorumluluğunuzun farkında olarak, sizlere birkaç önemli mesajımı iletmek istiyorum.
Öncelikle, kim olduğunuzu ve kökeninizi asla unutmayın. Türk kültürü, tarih boyunca büyük bir zenginlik ve mirasla doludur. Dilimiz, geleneklerimiz, müziğimiz ve yemeklerimiz bizi bir arada tutan bağlardır. Bu değerleri yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak sizin sorumluluğunuzdadır.
Ayrıca, Türk kültürüne ve kökeninize olan bağlılığınızı sürdürmek için gurur duymanızı istiyorum. Bulgaristan’da yaşarken, kökeninizi ve kültürünüzü koruyarak aynı zamanda saygılı bir şekilde Bulgar toplumu ile birlikte yaşamak önemlidir. Böylelikle iki kültür arasında sağlam bir denge kurabilir, Bulgaristan’da yaşayan Türk toplumunun zenginliğini ve çeşitliliğini daha da güçlendirebilirsiniz.
1. Geçmişe, tarihteki kahramanlarımıza sahip çıkın, aydınlarımız toplumun ışığıdır, hafızasıdır, pusulasıdır, izlerini takip edin.
2. Eğer tarihi siz yazarsanız avcı, başkaları yazarsa av olabilirsiniz.
3. Öncelikle, Bulgaristan Türk Gençliği olarak, köklerinizle gurur duyun ve kültürel kimliğinizi koruyun.
4. Türk Tarihini, dilini, geleneklerini, göreneklerini, araştırın, yaşayın ve paylaşın…
5. Bulgaristanlı bir Türk ve aynı zamanda Türk Dünyası gençliği olarak, ancak birlikte çalışarak bir güç oluşturabilirsiniz.
6. Haklarınızı savunun, sesinizi gür bir şekilde duyurun ve toplumsal değişim için çaba gösterin.
7. Zorluklarla karşılaştığınızda pes etmeyin, azim, ilim ve akılla ilerleyin. Sonuca ulaşmak için çalışmaktan asla vazgeçmeyin.
8. Bulgaristan ve Türk Dünyası Gençliği olarak, geleceği şekillendirecek ve toplumunuzun ilerlemesine sizler katkıda bulunacaksınız, gücünüzün ve potansiyelinizin farkında olun.
9. Kendinize güvenin, öğrenmeye ve büyümeye devam edin, toplumunuza olumlu değişimler yapmak için cesaretli adımlar atın.
10. Hedefleriniz ve Hayalleriniz İçin Çalışın: Kendinize hedefler belirleyin ve bu hedeflere ulaşmak için çalışın. Sizlerin potansiyeli büyük ve her alanda başarılı olabilirsiniz. İnançla, azimle ve disiplinle çalışarak, hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Unutmayın, sizlerin gücü ve potansiyeli sınırsızdır. Kendinize olan inancınızı hiçbir zaman kaybetmeyin. Başarılarınızın sizi yükseklere taşımasını dilerim.
11. Toplumunuzda aktif bir rol oynamaya çalışın. Sivil toplum örgütlerine katılın, gönüllü projelerde yer alın ve toplumsal konulara duyarlı olun. Farkındalık yaratmak ve sorunlara çözüm bulmak için sesinizi duyurun. Unutmayın ki sizler, değişimin ve ilerlemenin itici gücü olabilirsiniz.
12. Karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü koruyun. Bulgaristan’da yaşayan diğer topluluklarla ilişkilerinizi güçlendirin ve farklılıkları kutlamayı öğrenin. Çeşitlilik, zenginliğimizdir ve birlikte daha güçlüyüz. Empati kurmayı ve başkalarının bakış açılarını anlamayı önemseyin.
13. Birlik ve dayanışma içinde olmak da önemlidir. Bulgaristan’daki Türk gençleri olarak, toplumunuzda birbirinize destek olmalı, birlikte hareket etmelisiniz. Eğitim ve iş imkânlarına erişim konusunda karşılaştığınız zorluklar olabilir, ancak birlikte çalışarak bu zorlukların üstesinden gelebilirsiniz. Birbirinize güvenin, destekleyin ve başarılı olmak için birlikte çalışın. Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi çözer.
Son olarak, kendi hedeflerinizi belirleyin ve bunlara ulaşmak için çalışmaktan asla vazgeçmeyin. Engellerle karşılaşabilirsiniz, ancak azimli olun ve hayallerinizi takip edin. Kendinize güvenin ve potansiyelinizi keşfedin. İnanıyorum ki, başarıya ulaşabilir ve hayatınızda iz bırakabilirsiniz.
Sizler, geleceğin liderleri ve dünyayı şekillendirecek olan gençlersiniz. Bulgaristan’daki Türk gençleri olarak, hem kendi toplumunuza hem de genel olarak insanlığa katkıda bulunma potansiyeline sahipsiniz. Sizlere güveniyor ve başarılı bir gelecek diliyorum.
Sevgili gençler, sizler Bulgaristan’daki Türk toplumunun umudu ve geleceğisiniz. Kendinize güvenin, kültürünüze bağlı kalın ve başarılarınızla gurur duyun. Sizlerin başarısı, hem bireysel olarak sizi ileriye taşıyacak hem de toplumunuzu güçlendirecektir.
KIZILELMA BİR ÜLKÜDÜR BİR İDEALDİR
KIZILELMA TURK CIHAN HAKIMIYETI MEFKURESİNIN SEMBOLÜDUR.
Kızılelma dünyaya nizam vermek amacında olan asıl gayesinin adıdır.
Dünya milletleri arasında Türk tarihi en zenginlerin başında geliyoruz.
Ama tarihini kendi çocuklarına en az öğreten milletlerin başında da biz geliyoruz.
Tarihini bilmeyenin mazisini bilmeyen başarılı olamaz
İşte başarılı olamamamızın sebebi budur.
Bu belgeselin Türk Dünyası gençliği için tarihi bir uyanış, başlangıç ve armağan olmasını temenni ederim.
Ayrıca Bu filmi Kırcıların Ali ve kahraman dava arkadaşlarına gecikmiş bir vefa borcumuz olarak, onların şahsında tüm şehit ve gazilerimize atfediyorum.
Hepinize sevgi, saygı ve başarılar diliyorum.
Saygılarımla,
Rafet ULUTÜRK
BULTÜRK
Genel Başkan