Hz Ömer Ey mü’minler beni dinleyin ve bana itaat edin” diye seslendiği zaman, ashaptan biri ayağa kalktı ve:
“Üzerindeki elbisenin hesabını vermedikçe seni dinlemiyor ve sana itaat da etmiyoruz. Çünkü ganimetten bize düşenle bir elbise yapmak imkânsızdı. Sen nasıl oluyor da elbise olabilecek kumaş alabiliyorsun” diyebiliyorlardı.
Oy sahipleri halkın görevi yöneticilere sormak, yöneticilerin görevi de halkına müspet bir cevap vermektir. Günümüzde böyle konuşunca davayı sattın oluyor. Davaya sırt vermeyip bal kaymak yatanlara hava atanlara verilen bir cevabımız varmıdır?.
Ak Parti Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu ülkeye yaptığı hizmetler asla inkar edilemez. Ülkeye her alanda çağ atlatmışlardır. Fakat siyasetin asli görevide hizmettir. Anketlerde milletimiz hala Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dan ümidini kesmemiş, bu sorunlara da bir çare kendilerinin sunacağına inanmaktadırlar..
Peki nerede yanlışlar yapıldı ve neler yapılabilir di?
* Ak Parti’nin ilk politikası, devletin küçülmesi, hantal yapıdan kurtulması yönünde olacaktı. Devletin giderleri, kamu yönetiminde ki kişilerin harcamaları, depdebeli yaşam tarzları kontrol altına alınacaktı.
* Bakan, milletvekili, belediye başkanları hatta tüm seçilmiş ve kamu çalışanları vali, kaymakam gibi koltuklara gömülmeyecek, halkın içinde hakla beraber olacaktılar!
* Burnu yukarda olanlar, halktan kopanlar o makamlardan da koparılacak, Makam araçları sınırlandırılacak, Aile, akraba, dost yandaş gibi kişilere “devletin malı deniz yemeyen keriz” kabilinden ayrıcalık yapan kamu görevlilerinin derhal devletle ilişiği kesilecekti..
* Eskiden olduğu gibi, bu günlerde de kamunun bir çok birim ve bölümünde, bugün git yarın gel, memurları oluşmaya başlmıştır. Her dönemde Devletin isteklerini uyğuluyormuş gibi yapan, fırsat buldukça devletine çelme takan, yanar döner bürokratlar kamudan temizlenecekti..
Halkımızın İtirazları neye?
* Cumhurbaşkanımızın, Kelli felli önemli okullardan mezun, donanımlı, jip’li, makam arabalı, yazlıklı, kışlıklı Danışmanları elbette olabilir; Fakat bunların halkın sorunlarına vakıf olabileceklerini düşünemiyorlar..
Asıl danışmanlar insanlara, halka yakın olan, tabana doğrudan açık, etrafını saran çemberi kırabilecek, direk halka kulak olan, alıcı antenleri halka çevrilmiş, Bakkal, öğrenci, esnaf, memur, çöpçü gibi, İETT ye binen, çarşı pazarı tanıyan, insanlardan da istifade edileceği, halktan danışmanlara da ihtiyacı vardır. “Unutmayalım bir siteyi en iyi tanıyan kapıcılardır. Sokakları en iyi bilen postacılar veya çöpcülerdir.”
(Çünkü halkımız seslerinin Cumhurbaşkanımıza ulaşmadığını dillendirmektedirler. Teşkilatın içinde tabana, halka, vatandaşa efelenen, gemiyi kemirenlerin ayıklaması istenmektedir.)
* 18 yaşın seçilme yaşı da bir yanlış çalışmadır.! Neden?
Biz Fatih’leri yetiştiremedik’ki, onlardan Bizans’ı almalarını bekliyelim. Bu gün imam-hatip öğrencileride dahil, gençlik %90 uçurumun kenarında, Mehmet Akif’in-Necip Fazıl’ın-Sezai Karakoçun hayali olan gençliğe ulaşamadık’ki..
Gençlik hızla, kendisine maddi hayaller sunan, her türlü yanlışa götüren yolu mübah gösteren, Kur’an, sünnet ve milli değerlerden uzak, sapkın ideolojilere doğru kaymaktadır. Gençliğimizin manevî boşluğunu dolduracak politikalarımız yeterli değildir?
Bu gün 13-16 yaşlarında gençlik kafe, bar, eğlence gibi nahoş, boş esrar, eroin akımlarının bol olduğu yerlere takılmaktadır. Okullar da gençler birbirine akran zorbalığı uygulamakta, Gençler özgürlük adı altında deizm, ateizm gibi akımlara kapılıp gitmektedir. Millî eğitim, sistem, öğretmenlerimiz, okullarımız bu konularda sınıfta kalmışlardır..
* Milletvekili aylıklarına da bir sınırlama getirilmeli, “millet vekliliği emekliliği” gibi bir ayrıcalık olmamalıdır. Halk kemer sıkarken onlar daha fazla kemer sıkmalıdırlar’ki hem halkı anlamış, hemde liderlik vasfına yakışır erdemli davranmış olurlar.
“Ha sahi seçimlerden bu zamana ikili, üçlü maaşlar alan vekillerimiz nerelerdedir, bir göreniniz varmı?
* Elitlerin Altındaki jipten, yattan, villadan neden vergi alınmaz onu da anlayamıyorum ? Büyükten büyük, küçükten küçük vergiler alınmalı, vergiler tapana adil olarak yayılmalıdır..
* Devlet ve Belediye ihalelerine her yıl aynı şirket veya kişilerin girmeleri engellenmeli, yerlerine her yıl farklı insan, şirket ve kuruluşların girmesi sağlanmalı ki, böylece devlete değişik heyecan taze kan, fikir sağlanmış olsun.
* FETÖ ile mücadelede sınıfta kaldık. İbadet kısmı dediklerini cezalandırırken, kurunun yanında kamudan ve işinden uzaklaştırılmış çok yaşlar yandı. “Bir yerlerde ağaları olanlar serbest gezerken” suçu günahı olmayan niceleri işsiz, güçsüz. Çoluk çocukları rezil hayat sürmeye çalışmaktadır. .Fetonun siyasi ayağı ise hala çözülememiştir..
“Ne yazık’ki at izi it izine karışmıştır”
Bu işi tereyağından kıl çeker gibi kurunun yanında yaşları yakmadan yapabilmeliydik..
* Kentsel dönüşüm mevzularda da halkın ciddi sorunları vardır. Kendilerine cevap verecek merci bulmakta zorlanıyorlar. Bir takım çalışmalar söylemler güzel ama, bu çalışmalar halkın sorunları dinlenmeden yamalı bohça gibi günü kurtarmaya yarıyor. Belediyeler ayrı, hükümet ayrı telden çalıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. “Bu iş gerekirse tek bir merkezden yönetilmelidir.”
* Kentsel dönüşüme ada bazında, mahalle veya bölge bölge çok acil geçilmelidir. Kaçak köçek belediye ihmalkarlığı ve uyanık müteahhitler tarafından mağdur edilen hiç bir insan açıkta bırakılmamalıdır.
* Evini dönüşüme verenlere kira yardımı yerine, “konteynır, prefabrik evler, baraka” gibi, deprem bölgesinde olduğu gibi yerler tahsis edilerek, insanlar iki yıl buralara yerleştirilmeli. Böylece hem devlet vereceği kira yardımından kurtulmuş olur, hemde ev kiraları ve ev satışlarındaki artışlar aşağı çekilmiş olacaktır.
* Diğer bir konuda TOKİ müracaatları. Bir babanın, annenin üç – beş evi var. Bu insanların çocuklarına TOKİ evi çıkıyor, buda etik değil. Ciddi araştırma yapılıp ciddi mağdurlara bu evler verilmelidir. Yine birçok şehir, köy, kaza ve nahiye de yapılan TOKİ evleri mağdurlara, ihtiyacı olanlara değil, durumu iyi olanlara, ikametgahı orda olmayanlara, üç, beş ev aynı kişilere birden satıldığını biliyoruz.. buna da izin verilmemelidir.
* Aynı zamanda Devletimizin bazı bölgelerde derhal sosyal konutlar yaparak, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza uygun kiralama yönüne gitmelidir.