YEGÂNE EĞİTİM SİSTEMİN TEMEL DEĞERLERİ (1)

Yegâne önderimiz, liderimiz ve her alanda halis örneğimiz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “âlemlere rahmet” ve “bütün insanlığa örnek” olarak gönderilmiştir.
Onun tebliğ ettiği ve insanlığa emanet bıraktığı Kur’an eğitimin aslını öğretir, ve öyle eğitir. Onu evrensel mantık kuralları ile değerlendirmek aklın gereklerindendir.
Gerçekten İslam’ın eğitim sisteminin temel değerleri çok caziptir çok önemlidir. Bu emsalsiz temel değerlerler, tüm sistemlerin hepsinden çok ileri düzeyinde ve kendine has ilkelerdir. Öylesine kendine has ilkelerdir ki, bunu beş kısa cümlede görmek mümkündür. Verdiği mesajlar, akımı kesilmeyen enerji kaynağıdır.
Özellikle bu enerji kaynağı tasavvurumuzun, tefekkürümüzün ve araştırarak inceleyebilmemizin randımanlı olmasını sağlar. Bunun için bu beş ayet iyi okumalıdır: “Oku, Yaratan Rabbinin adı ile. O, insanı alâktan yarattı. Oku ve Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Ki O, kalem ile öğretti. İnsana bilmediğini O öğretti.” (Alak:96/1-5)
Normal düzeydeki akıl sahibi bir insan, bu “oku” emri, nerden veya kimden geliyor diye düşünmesi gerekir. Bu emir bana ne diyor? Neyi okumamı istiyor? Bana bununla neyi telkin ediyor? Bunu bana emrederken hangi yetkiyi kullanıyor? Ve de bu emirle kendinin kim ve nasıl biri olduğunu empoze ediyor? İşte bu sorular insanın tasavvurunu harekete geçiriyor, tefekkür sistemlerini dengeleme yaparak ayarlıyor.
Şimdi “oku” emrinin devamında cümleyi tamamlayıp idrak etmeye çalışalım. “Oku, Yaratan Rabbinin adı ile.” Gördünüz mü üst paragrafta ki soruların cevapları nasıl çözüm yoluna girdi? Ayette ki kelime dizisine göre mana verirsek; “Oku, Rabbinin adı ile ki, O yarattı.” Bu cümleyi biraz izah ederek dile getirmek gerekirse; (Bu ifadeleri, bundan sonra gelecek Kur’an’ın beyanlarını, Kur’an’da geçen bütün hakikatleri, Rabbinin adı ile oku. İşte her şeyi ve seni de O Rabbin yarattı.”
Burada Rabbimiz hatırlatıyor; Ey insan sen yoktun. Hiçbir şey değildin. Buna rağmen bugün varsın, farkındasın ve sen kendini yönetiyorsun. Yarın bir gün bu benliğin olmayacak, sen yeniden topraklara karışacaksın. Dünya denilen kısacık ömründen kopup unutulacaksın. Fakat hiç tasalanma. Seni yaratan tekrar diriltecek.
İkinci ayette, insanın yaratılışı ile ilgili bilgi verilmektedir. “O, insanı alâktan yarattı.” O, atılıp dökülen bir sudan yaratıldı, erkeğin bel kemiği ile kadının göğüs kemikleri arasından süzülüp çıkan sudan yaratıldı. (Tarık:86/6)
Hele bir bakın! Bu enerjik akış sürecinde babadan milyarlarca canlı varlık ana rahminde yumurta ile buluşuyor. Burada aklın âciz kaldığı inceler incesi mesajlaşma ve hesaplaşma oluyor. Genelde yumurta bir hücreyi kabulleniyor. Pek âdilâne bir hesaplaşma da burada gerçekleşiyor. Her ikisindeki Normal bireyler biri anneden diğeri babadan 46şar kromozomun toplamı 92 olduğu için bundan insan olmuyor.
Her ikisi de 23er kromozomunu atıyor. Normal insanın 46 kromozomu ile hayata “vira” diyor. İşte bundan sonrasını yine Kitabında Yaratan Rabb açıklıyor;
“Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde bir yaratılıştan sonra bir yaradılışla yaratıverir. İşte Rabbiniz olan Allah O’dur. Mülk O’nundur. O’ndan başka ilâh yoktur. Artık nasıl Haktan döndürülüyorsunuz?” (Zumer:39/6) Bu beyandan sonra Rabbimiz;
“Oku ve Rabbin sonsuz kerem sahibidir” buyurarak her şeyi lütfu ile yaptığı mesajını veriyor. Kullarını ne denli eğittiğini telkin ediyor. Seçkin kullar olmalarını istiyor. Ve “O, kalem ile öğretti. İnsana bilmediğini O öğretti.” Böyle bir beyan ile de kullarının bilgi kapasitelerinin bile kendi katından olduğunun haberini veriyor.
Yani diyor ki: “Sen, büyük ahlâk üzerindesin!” Esselamualeykum.

İlhan Oral   14/01.2024