Zihniyeti Bozuk Olanın Mukayesesi

Yayınlama: 14.02.2025
7
A+
A-

Unutmayalım ki, her yokuşun bir de inişi vardır. Bu çıkış ve inişin farkına varmaları, müslümanların var ya da yok olma meselesidir. Farkına varmalıdırlar.
Bu temel mesele, ona buna rehin bırakılan, akıl ve mesnetsiz bilgi kırıntıları ile mümkün değildir. Muhakeme yapabilecek akıl, nefsini tanıyan ve yalnızca Rabbine dönüp itaat bağları ile bağlanan aklın kârıdır. Muhakeme Allah’ın fermanları ve hükümleri istikametinde taviz vermeden özgürce tevhide bağlanma hareketidir.
Yoksa kadük bir zihniyet ile kısır ve sığ sataşmaların hiçbir faydası olmadığını görüyoruz. Zaten bu bizim görmemizi gerektirmiyor. Çünkü Allah Teâlâ’dan başka varlıklara bağlılığımız yüzünden hayatın bütün çarpıklığını ve sefaletini yaşıyoruz. Bu raddede meselenin en tehlikelisi de, yaşadığımızın farkında olmamamızdır.
Çok ağır bedeller ödediğimiz halde, hiçbir tehlike yokmuş gibi yaşıyoruz. Vahamete bakar mısınız?! Gençliğimiz tanınmaz olmuş, ailemiz kokuşmuş, çocuklarımız daha kundakta yabancılaşmış, aşımıza zehir katılmış, işimize hile egemen olmuş, piyasamız çılgına dönmüş, devletimiz zıtlar arasında paylaşılmış, Kültürümüz buharlaşmış, manevî değerlerimiz simsarların aksesuarı halinde kullanır duruma getirilmiş ve millet olarak da baştanbaşa sahipsiz kalmış pozisyondayız.
Bütün bunlar tümü ile bize tartışılmaz ilâhî bir hakikati haykırmaktadırlar. Bu şiddetle gelen ve şiddetini artırdıkça artıran “tevhid” haykırışlarıdır. Kim nerede “tevhid” sistemi dışına sürüklenirse, buna sebep olan ne varsa şeytandan farkı yoktur; Münafıkların durumu şeytanın durumu gibidir: Hani şeytan insana “Kâfir ol,” der de o kâfir olur. Şeytan da; ben, senden beriyim uzağım; çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’dan korkarım.” deyiverir. (Ondan uzaklaşır gider.) (Haşr:59/16)
Cin ve insanlardan ne kadar bozguncu şeytan varsa, ihlaslı müminlere etki edemez. Onun için müslümanlar şeytanın prangalarını parçalama zorundadırlar. Kur’an nimetleri ile iyice beslenip Hak Allah’a inanmalı, Onun hak kitabına bağlanarak, Hak Resûlüne itaat etmelidirler. Bütün hâlis müminler bütünleşmeli ve bunun mücadelesini vermek için, halis mümin olma yoluna girmelidirler.
Hepiniz topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız ve tefrikaya düşüp birbirinizden ayrılmayınız. Ve Allah’ın üzerinizde olan nimetini de hatırlayınız. Ki, siz birbirinize düşmanlar iken Allah kalplerinizi ülfet ederek kaynaştırdı. O’nun nimeti sebebiyle kardeşler oldunuz. Sizler ateşten bir çukur kenarında iken sizi ondan çekip kurtardı. Allah âyetlerini sizlere açıklıyor. Tâ ki hidâyet sistemine eresiniz. (Ali İmran:3/103)
Bu ayeti kerimede geçen her ilke tüm müminleri, özellikle bağlamaktadır. İlk cümlede Allah Teâlâ, Kitabı Kur’an beyanları ile bütün müminlerin parçalanmaz bütün halinde olmalarını emretmektedir. Bunun tersini yapmak, hem isyandır, hem haramdır, hem de yasaktır. Devamındaki cümlede Rabbimiz tefrikayı yasaklamaktadır.
Bu yasağa uymamak da isyandır, haramdır, yasaktır. Üçüncü cümlede Rabbimiz müminlere nimetlerini hatırlatıyor. Tabii Allah’ın nimetleri olmadan insanın yaşaması mümkün değildir. Özellikle müminlerin bunu ciddiye almamaları isyandır, haramdır ve yasaktır. Dördüncü cümlede, Allah Teâlâ, benim lütfum olmadıkça siz birbirinize düşmansınız, mesajını vermektedir. Birbirlerine düşman olanların kalplerine Allah’ın ülfet vermesi beklenemez. Ancak tevhidde mümin olarak bütünleşip kardeş olurlar.
Bugün müslümanların zihniyet itibarı ile ne hale geldiklerini görmek çok acı ve çok hazindir. Evet, bozuk zihniyetin mukayesesi olamaz. Bozuk zihniyet tehlikedir.
Mukayese zihniyet sahibi olmak isteyen varsa??? Esselamu aleykum

İlhan Oral  16.02.2025

Bir Yorum Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.