İslam Coğrafyası ve Afrika

Yayınlama: 11.03.2025
4.805
A+
A-
Bulgaristan Türklerinin BULTÜRK derneğinin Genel Başkanı Rafet Ulutürk

İslam Coğrafyası ve Afrika: Yeni Dünya Düzeninde Ortak Hareket Zamanı

Dünya hızla değişiyor. Küresel dengeler yeniden şekilleniyor ve yeni bir dünya düzeni inşa ediliyor. Bu süreçte, ekonomik, siyasi ve kültürel olarak uzun yıllar dış etkenlerin gölgesinde kalmış olan İslam coğrafyası ve Afrika kıtası, kendi kaderlerini belirleme noktasında kritik bir dönemeçte. Artık bu iki büyük gücün, ortak hareket ederek yeni dünya düzeninde güçlü bir aktör olması kaçınılmaz hale gelmiştir. Ancak bu birlikteliğin güçlü bir çatı altında ilerlemesi, sürecin başarısını artıracaktır. İşte bu noktada, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) kritik bir rol oynayabilir. Yeni dünya düzeni bu çatı altında toplanabilir.

Tarihi ve Kültürel Bağlar Güçlü Bir Zemin Sunuyor

İslam dünyası ile Afrika arasındaki bağlar yüzlerce yıl öncesine dayanıyor. Sahra Altı Afrika’da İslam’ın yayılışı, ticaret yolları üzerinden gerçekleşmiş, bu süreçte sadece dini değerler değil, ekonomik iş birlikleri de güçlenmiştir. Osmanlı döneminde Afrika’nın pek çok bölgesi İstanbul ile doğrudan irtibat halindeydi.
Bugün de Afrika’da milyonlarca insan, bu tarihi bağları hatırlamakta ve yeni iş birliği imkanları aramaktadır.

Afrika, 1,4 milyarı aşan nüfusu, geniş doğal kaynakları ve gelişmekte olan ekonomileri ile geleceğin yükselen kıtalarından biri konumunda. Ancak Batı’nın sömürgeci geçmişi ve günümüz neo-kolonyal politikaları, kıtanın kendi ayakları üzerinde durmasını zorlaştırıyor. İslam dünyası ise büyük bir insan kaynağına ve enerji rezervlerine sahip olmasına rağmen, iç çatışmalar, siyasi istikrarsızlıklar ve dış müdahalelerle boğuşuyor. Fakat bu durum değişmek zorunda.

Türk Devletler Teşkilatı: Stratejik Birleşme İçin Güçlü Bir Çatı olabilir.

Afrika ile İslam coğrafyasının birleşmesi yalnızca bir ideal değil, ekonomik ve stratejik bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu süreçte, Türk Devletleri Teşkilatı güçlü bir katalizör rolü üstlenebilir.
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi ülkelerin oluşturduğu bu birlik, hem jeopolitik olarak hem de ekonomik anlamda Afrika ile İslam dünyası arasında bir köprü görevi görebilir.

Türk Devletleri Teşkilatı, Afrika ile ticaretin artırılması, savunma sanayi iş birlikleri, lojistik ve ulaştırma koridorları, tarım ve teknoloji transferleri gibi birçok alanda ortak projeler geliştirebilir. Türk dünyasının hem enerji kaynakları hem de üretim kapasiteleriyle Afrika’nın doğal kaynaklarını işleme ve pazarlama potansiyeli birleştirildiğinde, bağımsız ve güçlü bir ekonomik blok oluşturulabilir.

Türkiye’nin Afrika ile olan derin bağları ve son yıllardaki yatırımları, Türk Devletleri Teşkilatı’nın da Afrika açılımını destekleyebilir. Örneğin, Türkiye’nin Afrika’daki savunma sanayi projeleri (İHA/SİHA teknolojileri, askeri eğitim programları), lojistik altyapı çalışmaları (demiryolu, liman ve enerji hatları) ve Afrika’daki diplomatik varlığı, diğer Türk devletleri için de model olabilir. Türk Devletleri Teşkilatı, Afrika Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile ortak hareket ederek, bağımsız ve sömürüye kapalı bir ekonomik sistem oluşturabilir.

Yeni Dünya Düzeninde Alternatif Bir Güç Türk Dünyası

Bugün, BRICS gibi yeni ekonomik bloklar, küresel gücün Batı’dan doğuya kaydığını gösteriyor. İslam dünyası ve Afrika’nın ortak hareket etmesi, Batı hegemonyasına karşı yeni bir eksen oluşturabilir. Ancak bu iş birliğinin başarılı olabilmesi için güçlü bir liderlik ve organizasyon şarttır. İşte bu noktada Türk Devletleri Teşkilatı, Afrika ve İslam dünyasını tek bir çatı altında daha organize bir şekilde birleştirebilir.

Bu birliktelik yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve askeri alanda da kendini gösterebilir. Türk savunma sanayiinin Afrika’daki stratejik yatırımları, askeri eğitim programları ve enerji projeleri, kıtanın Batı’ya bağımlılığını azaltacak adımlar olabilir. Afrika ve İslam dünyasının savunma ve güvenlik iş birliklerini güçlendirmesi, Batı’nın tek taraflı müdahalelerine karşı önemli bir caydırıcı unsur olacaktır.

Dünya yeni bir döneme girerken, İslam coğrafyası, Afrika ve Türk dünyası birlikte hareket ederse, sadece kendi halklarının refahını artırmakla kalmaz, küresel barış ve adalet için de güçlü bir alternatif sunabilir. Batı’nın dayattığı düzenin yerine, kardeşlik, ortak kalkınma ve adil paylaşım üzerine kurulu yeni bir dünya düzeni inşa etmek mümkündür.

Bugün atılacak her adım, yarının güçlü medeniyetini inşa edecektir. Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında birleşen bir İslam dünyası ve Afrika ittifakı, dünyadaki güç dengelerini kökünden değiştirebilir.
Artık bağımsızlık ve kalkınma için el ele verme zamanı!
Birlikte hareket etme zamanı gelmiştir.

Rafet ULUTÜRK

Bir Yorum Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.