İskandinav model devletin varlığının maksimum, piyasanın ise minimum seviyede olmasıdır.
Ağırlıklı olarak işçi sınıfının haklarını dikkate alan marksist-sosyalist kanattan beslenmektedir.
Hem kollektif yani toplumsal dayanışmaya yönelik hem de bireycilik insan haklarını savunma üzerine anlayışı vardır.
İskandinav model sosyal politikalar bakımından evrensellik ve dayanışma üzerinden toplumsal gelişme ile bireylerin ihtiyaç duyduğu refah üzerinden kurulmaktadır. Özellikle dekomüdifikasyon kavramına önem atfedilmektedir.
Esping Andersen’in bu kavramı piyasadan bağımsız olma olarak tanımlamaktadır.
Refah devletlerinde refah uygulamaları piyasada aktörlerin tarafından değil de doğrudan devlet üzerinden yapılmasıdır. Yoğun sosyal harcamalar kamu harcamalarına yönelik yapılmaktadır. İsveç örneği üzerinden sosyal yardımların işleyişinde belediyelerin %82 oranında etkisi söz konusudur. Belediyeler sosyal yardım sosyal politikalar gibi finansal bakımdan sistematik bir işleyiş söz konusudur.
Liberal model bireyin şahsi çıkarlarını maksimum devletin varlığını ise minimum yapan bir ideolojidir.
Liberal ideolojinin temelinde bireysel özgürlük kavramına önem atfedilmektedir.
Bireysel özgürlükteki bireysellik bireyin toplumdan önce gelmesini kast etmektedir. Özgürlükten kastı ise kısmen kutsallık atfetmesidir.
Liberalizm de homoeconomicus terimi her yol mübahtır anlayışı ve maksimum kar minimum maliyet odaklı olarak tanımlanmaktadır. Örneğin Meksika’da uyuşturucu sevkiyatı eğer ki ekonomik getiri sağlıyorsa mübahtır.
Liberalizm aynı zamanda bırakın yapsınlar mantığı çerçevesinde kendiliğinden bir düzen oluşturmaktadır. Liberal model devlet kavramının sınırlı devlet yani hukuk devleti olarak sınırlandırmaktadır.
Mevcut devleti kapitalistlere yönelik sınırlandırma faaliyetleri söz konusudur.
Sonuç olarak liberal model devletin varlığı bireysel çıkarlara dayalı olduğundan ötürü öncelik olarak doğrudan devleti değil son çare olarak devleti tercih etmektedir. İngiltere örneği üzerinden piyasa mantığı merkezde olup özel sektöre ihtiyaç sahiplerine sosyal yardımlar yapmaktadır.
Günümüz liberal ülkelerde yoksulluğu kökünden kaldırmayıp yoksulluğu sürdürebilir hale getirmektedirler.
İskandinav ve liberal model arasındaki en bariz zıtlık; İskandinav model de devletin varlığı maksimum durumdayken liberal model de minimum seviyededir. Liberal model de bireyin varlığı maksimum durumdayken ise İskandinav modelde minimum seviyededir. İskandinav modele İsveç örneği üzerinden sosyal yardımların ağırlıklı olarak merkezi yönetiminin belediyeler üzerinden işlerken liberal model de İngiltere örneğinde sosyal yardımlar özel sektör tarafından gerçekleşmektedir.
Ayşe Tamer (Sosyal Hizmetler Uzmanı)
Kaynak: çamlıca vadisi