Mutlaka denk gelmişsinizdir yada çevrenizde bir tane vardır çok bilmiş, geveze biri.
Atıp tutarlar, her konuda bilgi sahibi, hatta uzmandırlar. Sanırsınız profesör doktor, jeolog, tarihçi, politikacı, usta bir şoför, ekonomist, yazar, çizer, din alimi. ))
Bazıları sizin uzmanlık alanınızda bile ahkâm keser, size akıl verir, öneriler sunar emir verir. ))
Özellikle iki konuda, bilsem bile o mevzuyu konuşmaktan çekinirim: Din ve Sağlık. Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder, derler. Ama, din ile alakası olmayan ahkam keser Kur’an’dan hadisten; tıbbiyenin önünden bile geçmeyen konuşur reçete verir ilaç önerir.))
İki kişiyle tartışmam ve konuşmamaya çalışırım; 1- gerçekten o konunun uzmanı ise; susar dinlerim bir şeyler öğrenmek için. 2- çok konuşan ha bire atıp tutan, her dalda bilgi sahibi gibi davranan, kendini ön planda tutmak için konuşup duran. Çünkü, bunlara ne söyleseniz sizin söylediğiniz gerçekleri dinler gibi yaparlar lakin, şuradan buradan duydukları saçmalıkları ısrarla savunurlar.
Söz gümüş ise, sükut onlar için altın değil, imitasyondur. ))
Kendinden emin, bilgi ve güç sahibi olgun insanlarda enaniyet olmaz. Mütevazidirler, sizin seviyenize inip konuşur ve davranırlar. Ne zenginlikleriyle ne de kültürleriyle böbürlenmezler, sizi ezmeye kalkışmazlar.
Onların asil duruşlarından etkilenirsiniz “helal olsun” dersiniz; örnek alırsınız, üstün olduğunuz bir konuda siz de başkalarına karşı aynı tavrı sergilersiniz.
Rahmetli babam bir gün “Oğlum, kendinden büyüklerle arkadaşlık et. Onlar konuşurken biriyle söze girme dur ve dinle. Asla saygısızlık yapma; şayet bunu yaparsan bir daha seni adam yerine koymazlar, meclislerine almazlar” demişti.
Babamın sözüne bir ilave yapmak istiyorum “Senden bilgili, kültürlü, kibar, mütevazi bir insanla tanıştığında; onunla arkadaş olmak istiyorsan patavatsız olma, bilgiçlik taslama, uslübuna ve kelimelerine dikkat et”.
Cahilim çok cahil! Karşısındakine, değerlerine, kıymet verdiklerine saygısızlık yapan, çok konuşan, konuya vâkıf olmadığı halde bilgiçlik taslayan insanlara karşı hemen hemen hiç bir şeyden haberi olmayan cahil insan rolü oynamak işime geliyor. )) Onlar atıp tutarken ben içimden gülüyorum. )) Bir daha da o kişilerle konuşmamaya gayret ediyorum. merhaba, merhaba; nasılsınız, iyiyim; yeter de artar bile, konuşmak zorunda iseniz.
Gerçek arkadaşım çok azdır. Çünkü, arkadaşlığımı hak edeceğini düşündüğüm kişi az.
Çoğu kez tek başıma tatile giderim. Genelde de mümkünse dağ başında yada sessiz sakin bir yerde ev tutarım ve akşam olduğunda tek başıma kafamı dinlerim.
“Hayvan olmak istiyorum” başlıklı yazımı okudunuz mu? Benim gibi düşünen bir hayli insanın olduğuna inanıyorum yada inanmak istiyorum. Muhtemelen böyle insanların pek çoğu benim gibi hissettikleri halde bunu yazıya yada söze döküp duygularını diğer insanlara haykıramıyor.
Ölümün, ebedi aleme göç emrinin ne vakit vuku bulacağını bilmekten, tayin etmekten aciz insanlarız fakat, habire hiç ölmeyecekmişiz gibi dünyevi mala, şöhrete saldırıp, planlar kurarız. Geldik ve gidiyoruz. Bir anına dahi hükmedemediğimiz bir hayatta, kalp kırıyoruz, kul hakkı yiyiyoruz.
Uyan ey gözlerim uyan, gidiyoruz bu dünyadan.
İbrahim Tamer
(Hayvan olmak istiyorum başlıklı yazımı okumanızı tavsiye ederim)
Kaynak: Trabzon haber merkezi
Gerçekten cahillerin karşısında onlardan daha cahil olası geliyor insanın