Kur’an Hizmet Mücadelesi Sahipsiz!

Yayınlama: 22.02.2025
4.057
A+
A-

Cumhuriyet döneminde okumuş müslümanların aşılmaz handikapları Kur’an hizmetine engeldir. Çünkü Kur’an ahkâmını olduğu gibi kabul etmemektedirler.
Bu ifade kuru bir iddia değildir. Negatif bir bakış da değildir. Suçlama hiç değildir. Aşağılama kesinlikle değildir. Bu apaçık ve net yaşanan bir realitedir.
Bu realiteyi açıkça anlatmak ve iddiayı ispat etmek benim üzerime bir vecibedir. Aksi takdirde iddia olarak ortada kalacaktır. Bu ifadenin ortada kuru bir iddia olarak kalmaması için mutlaka hakikatleri açık ve net olarak dile getirmeliyim.
Özellikle Diyanette inanılmaz donukluk, akademik alanda görülmemiş dağınıklık var. Arada nice figüranlar ortalığı karıştırmaktan prim toplamaktadırlar.
Elimizde ki evrensel Kitap Kur’an’ı, Allah’ın düsturu kabul edenler görülmez oldu. Bu kitap okunup, hayatın her alanında uygulanması için gönderilmiştir. İşte burada problemler bir anda yığılıp sıra dağlar gibi büyümeye başlayıp ürkütücü olmaktadırlar.
Şimdi bakın, her okumuş değerli hocamız bilir ki; Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şanınız (şerefiniz, hayatî değerleriniz) Ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? (Enbiye:21/10) Bu ilâhî beyanı her okumuş hocamızın idrak etme yeteneği vardır. Fakat gelin görün ki, bu Kitabı, insan olarak yarattığı ve kendilerine akıl gibi bir nimetle “onu anlayın” emrini de verdiği halde duyarlılık gösterene rastlamak nerde ise hayal oldu! Bunu da insanımıza açıklamamız gerekiyor
Biz, TYEMDER organize ve gayretleriyle M.Ü. İlahiyat Fakültesi salonlarında “üç günde Kur’an’a başlatıyoruz” programı uyguladık. On binden fazla insanımıza Kur’an öğretimini gerçekleştirdik. Toplumumuzun her kesiminden katılımlar oldu. İki kez bu çalışmamızın Diyanet İşleri Başkanlığında sunumunu yaptık. Bu çalışma defalarca medyada haber oldu. Bazı yazarlarımız bunu köşelerinde yazdılar. Bunun ehemmiyetine şahit olan herkes takdir etti. Fakat genelde takdir edilmesine rağmen sorumlularımız gündeme almadılar. Oysa Rabbimiz Allah bunu ehemmiyetle anlatır.
Şimdi önemli noktaya geldik. Rabbimiz Allah Teâlâ, Meryem ve Duhan surelerinde mutlak manada Kur’an’ı kolaylaştırdığını haber veriyor. Kamer suresinde ise; Andolsun biz Kur’an’ı öğüt alınması (hayatın her alanında uygulanması) için kolaylaştırdık. Öğüt alan var mı? (Kamer:54/17,22,32,40) buyuruyor. Burada tesadüf yoktur. Hikmet ve hakikatin ağır ve uyarıcı mesajları vardır. Bu mükerrer ayetin, okumuş müslüman sorumlular için ağır bir dil ile uyarı mesajı verilmektedir. On yedinci ayetten önce Nûh kavminin isyanları ve helâk oluşları anlatılmaktadır.
Ona yapılan ağır baskılardan bahsedilir. Nuh aleyhisselam, “Ey Rabbim ben mağlup oldum. Bana yardım eyle,” diye dua etti. Sonra olanlar oldu. İnsanlık tarihinin en büyük doğal afeti oldu. Gök su döktü, yer su fışkırdı. Tufan oldu, Nuh aleyhisselam inananları gemiye aldı. Geride kalanların hepsi gark olup gittiler. Hiç kâfir kalmadı. İşte bu olay zikredildikten sonra o mükerrer ayetin on yedincisi gelir.
Yirmi ikinci ayetten önce Âd kavmi, otuz ikinci ayetten önce Semûd kavmi ve kırkıncı ayetten önce Lût zikredilir. Âd kavmi uğursuz bir kasırga ile kökleri sökülmüş ağaçlar gibi döküldüler. Semûd kavmi, tek ve korkunç ses ile kuru ot gibi ufalandılar. Lût kavmi de taş yağmuru fırtınası ile yerin dibine battı. Her dört kavim de yok oldu.
Bunca felaket tablosu karşısında Kur’an kolaylığı meselesi ayetlerini kim kabul edecek? Sahnedekiler bunu kabul bile etmiyorlar! Pekiyi bunun bedelini kim öder? Yalnızca, Kur’an kolaylığını kabul etmemekte direnenler, hizmet edebilirler mi?
Bu bile hizmet kalitemizi göstermiyor mu? Esselamu aleykum

İlhan Oral

Bir Yorum Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.