Saygıdeğer Katılımcılar,
Öncelikle hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.
Adım Rafet ULUTÜRK ve BULTÜRK Derneği’nin Genel Başkanı olarak sizlerle burada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
BULTÜRK olarak düzenlediğimiz bugün, “Türkiye ve Türk Dünyasında Eğitimde Dönüşüm” konulu çalıştayımız için bir aradayız ve siz değerli katılımcılarımızı aramızda görmekten büyük mutluluk duyuyorum.
Öncelikle onurlu işbirliği içerisinde bizlere bu ortamı sunan Topkapı Üniversitesinin başta Rektörü Sayın Emre Alkin hocamıza, her aşamada güler yüzle destek olan üniversitenin değerli yetkililerine, çalıştayımıza katkı sağlayan değerli komutanımız, aynı zamanda akademisyen Türkiye sevdalısı sayın Doç. Dr. Cihat Yaycı hocamıza ve Uzman Psiholog Kazım YURDAKUL hocamıza, özellikle de BGSAM Başkan Vekili Nevzat ÖZTÜRK Hocamıza ve STK yöneticilerine özellikle de Ankara’dan gelen Mehmet TÜTÜNCÜ kardeşime ve Azerbaycan Bakü’den gelen Azerbaycan BULTÜRK temsilcimiz Mehseti HÜSEYNOVA’ya hepinizin huzurunda kendilerine teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Ben kısaca Derneğimizi tanıtmak isterim.
Gelin, kısaca derneğimizi ve faaliyetlerimizi sizlerle paylaşayım. BULTÜRK Derneği, 1989’da Bulgaristan’ın asimilasyon politikaları sonucu zorunlu göçle gelen soydaşlarımızın yaşadığı sorunları çözmek amacıyla Prof. Dr. Hayati Durmaz hocamız tarafından kurulmuştur.
Bu dernek, Balkanlar’da var olan diğer derneklerden farklı bir yapılanmayla, soydaşlarımızın sorunlarına özgün çözümler üretmek için 2003 yılında kurulmuştur. Ardından 2004 yılında da BULTÜRK Bulgaristan Türklerinin Sesi Gazetesini çıkarmaya başlayarak sesimizi tüm dünyaya duyurmaya başladık.
Geçmişten bugüne derneğimiz, soydaşlarımızın sorunlarına çözüm arayışları, Bulgaristan politikalarının azınlıklar üzerindeki olumsuz etkileri, gizli devam eden kültürel asimilasyonlar gibi konularda raporlar ve analizler hazırlayarak işlevselliğini artırmıştır.
Özellikle 2013 yılında faaliyetlerimize ivme kazandıran Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi’ni hizmete açarak, saha tecrübeleriyle hazırlanan raporları, üyelerimizle, medya ve ilgili tüm mercilerle paylaşmaya başladık.
Faaliyetlerimizden birkaçını hatırlatmak isterim; Bulgaristan’da ilk defa bir Türk Cumhurbaşkanı adayı çıkardık ve Bulgaristan genelinde 50 bin oy alarak %1.3 ile 21 adayın içerisinde 9. Sırada yarışı tamamladık.
İlkler devam ettik; ilk defa Bulgaristan’da Dünya Türk Genç Liderler zirvesini 18 devletten katılımı ile yaptık, Bulgaristan’da ilk defa 13 bin kişi üzerinde dev bir anket yapmak da bizlere nasip oldu.
BULTÜRK Genel Başkanı Hocamız Nöbeti 2010 yılında bana devretti ve o tarihten beri bu görevi yürütüyorum.
BULTÜRK olarak, soydaşlarımızın sorunlarına çözümlerimiz, Bulgaristan politikalarının azınlıklar üzerindeki olumsuz etkileri, gizli devam edilen kültürel asimilasyonlar, bunlara karşı oluşturulacak politikalar, soydaş hakları konularında hazırladığımız raporlar ve analizler ile kısa sürede işlevselliği artmıştır. Yayınladığımız raporların Geri dönüşlerini yaptığı yankıdan ve bizden şahsen istenen sunum ve görüşlerden almaya başladık.
Daha da önemlisi, Türk Dünyası’nın farklı etkinliklerinde Bulgaristan Türklerini temsil etmek, onların problemlerini duyurmak ve çözüm önerileri sunmak için birçok uluslararası foruma katıldık.
2022’de ücretsiz olarak gerçekleştirdiğimiz Bulgaristan gezileri ve bu yıl içinde İçişleri Bakanlığı iş birliğiyle hazırladığımız “Kırcali Efsanesi Belgeseli” gibi çalışmalarla da adımızdan söz ettirmeye devam ettik. Bu filmin aynı zamanda tarihe bir sorumluluğumuz ve ödemekten mutlu olduğumuz bir borcumuz olduğunu bilmenizi istiyorum. Nesilden nesile aktarılan ilim ve irfanın büyük yıldızlarının hayat, düşünce ve etkilerinin ele alındığı “KIRCA ALİ EFSANESİ” belgeseli, Özbekistan coğrafyasındaki Buhara doğumlu Kırcıların Ali, Maturidi geleneğinin ulu piri Ahmet YESEVİ’nin yolundan Kırcaali’ye ulaşan ve burada Kırcaali şehrinin kurucusu olan “KIRCA ALİ EFSANESİ” Belgeseli izlemenizi umuyor, yorumlarınızı bizlerle paylaşmanızı arzu ediyorum.
Burada bulunmamızın sebeplerinden biri de eğitimdeki dönüşümün önemidir. Teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte dünya adeta başka bir boyuta geçti. Bizler de bu değişimlere ayak uydurmak ve Türk Dünyası’nın eğitimde birliğini sağlamak adına bu çalıştayı düzenledik.
Bu çalıştayda ele alacağımız konuların başında, eğitimdeki değişimin nasıl gerçekleşeceği, eğitim araçlarının ve öğrenme yöntemlerinin güncellenmesi, eğitimde çağdaş teknoloji araçlarının etkin kullanımı ve dijital liderlerin yetiştirilmesi bulunmaktadır. Eğitimdeki bu dönüşüm sadece bilimle değil, aynı zamanda ahlakla da yakından ilişkilidir. Teknolojinin etik kullanımının önemi büyüktür. Bu yüzden eğitimde öğretilen değerlerin ve ahlakın da öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.
Eğitim, sadece bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda Türk Dünyası’nın birliğini sağlamak adına da önemli bir araçtır. Bu çalıştayın, beyin fırtınalarına vesile olacağına inanıyorum.
Günümüzde, Bilgisayar teknolojilerinin gelişimi ile
önce BİLGİ TOPLUMU,
sonra BÜYÜK DATA
Şimdi de YAPAY ZEKA dönemi ile küreselleşmeyi neredeyse tamamlayan bir Dünya
BULTÜRK ve BGSAM olarak, bizim de ilgi ve projeksiyonlarımızı Dünya ölçeğine ayarlamamızı zorunlu hale getirdi. Bildiğiniz gibi insanlık Tarım toplumu, Makinalaşma, Bilgisayar, Bilgi toplumu, Büyük Data derken. Artık Çin’de öksüren birinin Almanya’da okuldaki öğretmeni hasta ettiği bir çağdayız. Eğitimin zoom’dan yapıldığı, belediyelerin dijitalleştiği, google’dan yapay zekaya atladığımız bir seyir yaşıyoruz.
Bunlara sadece seyirci mi kalmalıyız? HAYIR…
Kimse bu teknoloji trendinin önünde durmaya cesaret edemez.
Aksi halde bu “dijital esarete” gönüllülük demektir.
Peki bizi neler bekliyor, ne yapmalıyız.
Dernek olarak sadece somut sorunlara çözüm aramanın yanında
“Dünü bilmek, Bugünü yorumlamak ve Yarını Öngörmenin” de önemli ve öncelikli sorumluluğumuz olduğunun bilincindeyiz.
Eğer bahsettiğimiz “teknolojideki devrimin dalgalarından” faydalanıp üzerinde sörf yapmak istiyorsak bu teknolojileri anlamak, bilmek ve verimli kullanmak zorundayız.
Şüphesiz Bunun EĞİTİMDEN GEÇTİĞİ TARTIŞILMAZ.
Bu sebeple çok da fazla gecikmeden okul öncesinden başlayan eğitim süreçleri gözden geçirilip, güncelleştirilmeli ya da yeniden tanımlanarak! çağdaş eğitim seviyelerini yakalayıp, önüne geçmek için de vakit kaybetmeden eylem planları üzerinde yoğunlaşmalıyız.
BU ÇALIŞTAY BUNUN NASIL OLACAĞININ
ÇALIŞMALARINDAN BİRİ OLACAKTIR.
Teknoloji her ne amaçla üretilirse üretilsin! Nasıl kullanıldığı çok daha önemlidir. Bu nedenle teknolojinin kullanım amacı “AHLAK” kavramını, yani etik önemini de ön plana çıkarıyor.
Bu gün en gelişmiş yapay zeka kullanılarak üretilmiş silahların katliam ve soykırımda kullanıldığı düşünülürse!
ETİK VE AHLAK NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞU ANLAŞILIR.
Aksi halde ALİM yetiştirmek amacıyla yaptığınız eğitim ZALİM yetiştirmeye dönüşür ve bu da insanlık için en büyük tehdittir.
Bu nedenle EĞİTİM’in dönüşümü konuşulurken sadece Bilim kadar Ahlak’da öğretilmelidir.
Ayrıca Türkler Akılla düşünür kalple karar verirler…
Ayrıca dil, bir milletin kültür ve kimliğinin en önemli unsurlarından biridir.
Türk dili, Türk dünyası arasında ortak bir bağdır ve bu dili korumak, geliştirmek ve yaygınlaştırmak için çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Dünün eğitim yöntemleri, artık çağı anlamada, yakalamada yetersiz duruma gelmiştir.
Öyle ki; Özellikle geldiğimiz noktada öğrenciler ilgi, yetenek, ya da hayalindeki meslekleri tercih etmekten ziyade, puanlarının yettiği bölümleri tercih zorunda kalmakta bu da her türlü zamanın ve emeğin ziyanı durumuna gelmektedir.
Bu sebeple en başta çözülmesi gereken eğitim sorunu olmalıdır.
Bu gün burada tartışılacak konuların temelinde; Disiplinler arası ilişkilerin önemi, yani tarihin, coğrafyadan, coğrafyanın dinlerden, dinlerin sosyolojiden bağımsız olmadığının fark edilmesi gerektiğidir. Mühendiste olsanız, doktorda olsanız, meteorolojiden, ülkenizin yer altı kaynaklarından, komşu devletlerin siyasetinden, teknolojisinden bağımsız bir geleceğiniz olamayacağı gerçeğinden haberdar olmanı gerektiği,
Bu nedenle;
Bu bilgileri öğretmenin yanı sıra Milli değerlere bağlı VATANDAŞ’lık eğitiminin önemi tartışılacak. Bölünerek değil, Avrupa Birliği gibi, Birleşmiş Milletler vs. gibi, Küresel Dünyada birleşenlerin Dünya’yı yönetmeye talip olduğu dikkate alınırsa;
Türk milleti ve Türk devletlerinin de ekonomik, strateji ve savunma gibi birçok konuda işbirliği ve proje yapmasının önemi daha rahat anlaşılacaktır.
Dünyayı karıştıran malum ülkeler, Yüzyıllardır yaptıkları ülkemizi bölme planları peşinde olsalar dahi artık Türk Devletleri Birliği kanalı açılmıştır ve süreci hızlandıracak bu amaca katkıda bulunanların çabalarına ihtiyaç vardır.
Bu birliğin oluşum temelinde eğitimin önemi çok fazladır ve çalıştayların beyin fırtınalarının önemini bilmenizi isterim.
BULTÜRK ve BGSAM olarak çözüm ortaklarımızın işbirliği ile düzenlediğimiz EĞİTİMDE DÖNÜŞÜM ÇALIŞTAYI’nın Büyük Türk Dünyası Birliğine en ufak katkısı bizim için onur olacaktır. Bu büyük okyanusun bir damlası olmaktan gurur duyuyoruz.
Güçlü Türkiye demek!
Yeni nesillere bırakacağımız huzurlu TÜRKİYE demektir.
Türk – İslam birliğini ayağı kaldırmak demektir.
Türk Dünyası Birliği demek,
Türk devletlerinin kendi coğrafyalarından daha büyük devletler olduğu demektir.
Türk Dünyasının Eğitimde birliğini başarmak demek, Teknoloji transferi demektir, birbirini anlayan büyük bir Türk coğrafyası ve kimliği anlamına gelecektir.
Bu önemli ve Türk milleti için gösterdiğimiz her çabanın karşılığını bulmasını temenni ediyor, İyi ve verimli bir çalıştay olması dileğimle emeği geçen tüm katılımcı ve konuşmacılara başarılar diliyor, buu büyük buluşmada göstereceğiniz katkılardan dolayı şimdiden teşekkür eder, başarılı ve verimli bir çalıştay olmasını dilerim.
Sağ olunuz var olunuz, Allaha emanet olunuz.
Rafet ULUTÜRK
BULTÜRK
Genel Başkanı