Geçtiğimiz Şubat ayında, ülkemiz büyük bir felaket duçar oldu. “Asrın Felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerle 11 ilimizde büyük bir yıkım yaşandı. Yaşanan yıkımın büyüklüğü karşısında devletimiz ayakta kalmayı başardı. İlk günlerde devletin deprem bölgesine gidemediğiyle ilgili yapılan algı operasyonlarını günlerce konuştuk. Böyle bir yıkımının akabinde yayılan haberlerin kocaman bir yalandan ibaret olduğunu görmemek için ya kör, ya da hain olmak gerekiyordu.
HAİNLERİN YALANLARI ELLERİNDE PATLADI
Daha depremin ilk saatlerinde bütün bakanların deprem bölgesindeki illere ulaşması, koordinasyonun da daha etkili yapılmasını sağlamış, “Devlet nerede?” Sorusunu soran hainlerin yalanları elinde patlamıştı.
Günlerce enkaz altından sağ kurtarılan insanlarımızın haberlerini takip ettik. Depremzedeye uzanan şefkat elini gördük. Tüm Türkiye’nin tek yürek olarak hareket ettiğine şahitlik ettik.
TÜRKİYE, NEDEN YALNIZ DEĞİLDİ?
Sadece Türkiye değil, dünyadaki bir çok ülkeden kurtarma ekipleri, yardım malzemeleri aktı ülkemize. Yardımların bu kadar çok olmasının en büyük sebebi, Dünyanın dört bir yanında yardıma muhtaç olan insanlara ulaşan Türkiye Cumhuriyeti’nin operasyonlarıydı. Endonezya’da, Somali’de, Libya’da, Sudan’da, Katar’da, Afganistan’da, Balkanlar’da, Pakistan’da, İran’da, Nijerya’da ve daha sayamadığımız birçok ülkede muhtaç insanların elini tutan Türkiye, yaşadığı deprem afeti sebebiyle yalnız bırakılmadı. Asrın Felaketi’nde ülkemizin yalnız bırakılmamasının bir başka sebebi de Türkiye’nin eski hasta adam modundan çıkmış güçlenmiş bir ülke olmasıydı. Ekonomisiyle, savunma sanayiiyle ve teknolojik gelişimiyle güçlenen bir Türkiye’yi dikkate almamak büyük bir hataydı.
DEVLETİ ACZ İÇİNDE GÖSTERMEYE ÇALIŞTILAR
Sonuç olarak Asrın Felaketi’nin yaralarını sarmaya başlayan Türkiye, bunu da büyük bir oranda başardı. Yaralar sarılmaya, enkazlar kaldırılmaya, yeni binalar yükselmeye devam ederken, hayatın normale dönmesi için adımlar atılırken, dahili ve harici düşmanlar da boş durmadı. Kimisi sosyal medyadan saldırıya geçti, kimisi ellerindeki kindaş medyayı kullandı. Sanki hiçbir şey yapılmıyormuş gibi, sanki devlet yıkılmış da ayağa kalkamamış gibi, sanki ülkeyi yönetenlerin hiç umrunda değilmiş gibi haberler yapmaya devam ettiler.
DEPREM BÖLGESİNİN TERCİHİ, CHP’LİLERİ KUDURTTU!..
Malum olduğu üzere 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri vardı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırken, milletvekilliği seçimleri sonuçlandı. Deprem bölgesini ayağa kaldırabileceğine inandığı Cumhur İttifakı’na oyunu veren depremzedeler, iş yapacak kişilerin kimler olduğunu bir kez daha gösterdi. Elindeki milletvekili sayısını kaybeden Millet İttifakı’nın ana damarı CHP ve onun destekçisi olan bazı zevat ise seçim mağlubiyetinin faturasını depremzedelere çıkardı. İçindeki kini kusan tipleri gördük sosyal medya mecralarında. Depremzedeye yardım gönderdiğini söyleyen tiplerin kimisi hakkını helal etmiyor, kimisi bölgedeki herkesin ölmüş olmasını temenni ediyor, kimisi de ağzı alınmayacak hakaretlerle Cumhur İttifakı’na oy veren depremzedeleri hedefine koyuyordu. İnsanlıktan nasibini almamış bu tiplere, CHP’nin elindeki belediyeler de ayak uyduruyordu. Misafir ettikleri depremzedeleri artık misafir edemeyeceklerini, bir iki gün içinde bulundukları yerleri terk etmelerini istiyordu.
“SEVGİ PITIRCIKLARI”NIN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI
Seçim öncesi kalp işaretleri yapan sevgi pıtırcıkları, aldıkları mağlubiyet sonucunda gerçek yüzlerini ortaya çıkarmış, bir koro halinde kinlerini kusuyordu. Yaptıkları yardımların seçim yatırımı olduğunu, millete göstermiş oldular. İnsanlıktan, haktan, hukuktan, adaletten ve demokrasiden anladıklarını, milletin gözüne sokmayı başardılar. Zaten tek başarabildikleri de buydu. Yani kutuplaşmayı, ayrıştırmayı başardıklarını gösterdiler.
Bütün bu arsız saldırılara, depremzedelerin de cevabı gecikmedi tabii. CHP’li belediye veya teşkilatlardan gelen yardımların parasını iade etmeye başladı depremzede kardeşlerim. İçtiği suyun parasını, aldığı kolinin ederini, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hesabına havale etmeye başladılar.
Devletimiz de boş durmayıp, ne kadar arsız varsa toplamaya, gücünü göstermeye başladı.
Vesselam…
Ayhan KAYA
Kaynak: çamlıca vadisi