amerika ve Avrupa’nın ham halde bedavaya alıp, işleyip, bize milyon dolarlarla sattığı BOR ve LİTYUM’umuza Araplar korkunç paralar yatırıp işleme tesisi kurmamızı sağlayacak.
Haberimize geçmeden önce, sık sık sizlere ifade ettiğimiz bir gerçeği vurgulamak istiyorum:
amerika ve Avrupa sömürgecidir; bedava denecek fiyata alırlar kaynaklarınızı. Hatta, bu doğal kaynaklarınızı almak için terör örgütleri oluştururlar, beslerler, sizi istikrarsız hale getirirler, canınızı, malınızı korumaktan aciz hale getirirler ve kendilerine boyun eğdirirler.
Oysa, Araplarla oralarda 500 senelere varan hakimiyeti vardır Türklerin veeee Arapların çoğu da Türkleri dost ve kardeş olarak görür.
“Neden Araplar ülkemize yatırım yapıyor, neden Arap turistler geliyor, pis Araplar” derler Arap ve İslam düşmanı sözde Türk olduklarını söyleyen içimizdeki mikroplar.
Son dönemde Türk dış politikasındaki başarılı, istikrarlı yükseliş meyvelerini vermeye devam ediyor…
Ekonomide, dar gelirlilere ve emeklilere adeta zulüm eden ve bu hususta eleştirdiğimiz Tayip Erdoğan hükümeti; dış politika konusunda, enerji ve silah sanayiinde başarılarını arttırarak devam ediyor.
Rusya’nın teknolojik üstünlüğünü, Arap sermayesiyle birleştirmeyi başaran AKP iktidarının son başarısı da Dünya’daki BOR madeninin % 75’ine sahip ülkemizin geleceğin teknolojisi olan Bor-Lityum alanındaki atılımı oldu. Şimdi bu haberimize geçelim:
Suudi Arabistan ile Türkiye arasında yapılan ekonomi anlaşmasının büyük kısmı maden yatırımlarını içeriyor.Bor madeninden çıkacak lityuma yatırıma hazırlanan Suudi Arabistan’ın kısa vadede 10 milyar dolar harcayacağı madenlere, uzun vadede ise 50 milyar dolara varan yatırım yapılması planlanıyor.Elde edilen lityum ise yenilenebilir enerjinin depolanmasında kullanılacak.
Suudi Arabistan ‘Vizyon 2030’ stratejisi kapsamında yenilenebilir enerji yatırımlarına yöneldi. Özellikle güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlar yapan Suudi Arabistan, kaynakların depolanması noktasında da yeni adımlar atmaya hazırlanıyor.
Bu kapsamda güncel teknolojiyle depolama ancak lityum pillerle mümkün gözüküyor. Burada ise devreye Türkiye giriyor. Dünya bor rezervlerinin yüzde 75’ine sahip Türkiye’de bor yataklarında büyük ölçüde lityum da bulunuyor. Burada imzalanan iş birliği mutabakatı ile lityumun çıkarılması, rafineri edilmesi ve işlenir hale getirilmesi sağlanacak. Lityumun işlenir hale getirilmesinin ardından ise pil üretimi yapılacak.
İki ülkenin kazan kazan ile ciddi bir finansal ve teknolojik altyapı oluşturması da mümkün. Uzmanlara göre Suudi Arabistan’ın finansal gücüne karşılık en büyük eksikliği doğal kaynaklar ve nitelikli insan gücü. Yine bu kaynakları çıkartacak nitelikli insan gücü ve teknik bilgiye ve altyapıya da Türkiye sahip.
Suudi Arabistan ile olası enerji yatırımlarının başka yatırımların da kapısını aralaması bekleniyor. Avrupa’nın pil ihtiyacını Avrupa içerisinde tedarik etmesi, yetersiz enerji kaynakları sebebiyle mümkün değil. Türkiye hem kaynak açısından hem de jeopolitik konumu sebebiyle Avrupa için avantaja sahip.
Hatırlayacağınız üzere, enerji konusunda son dönemde Türkiye ciddi ve büyük adımlar atıyor.
Güneş enerjisi üretiminde Avrupa’nın en büyük arazi tesisini kuran Türkiye, Rusya ile birlikte Nükleer enerji tesisini de kuruyor.
Gabar’da kendisi petrolünü çıkartan Türkiye, Kara Deniz ve Ak Deniz’de doğalgaz ve kaya gazı üretimine de geçiyor.
Sanayinin ve ekonominin gelişmesinde en büyük sıkıntımız olan enerji sorununu bu sayede çözmeye çalışıyoruz.
Bu arada, memleketim olan Trabzon’da, ciddi bir Arap turist artışı var veee maalesef sütü bozuk bazı Trabzonlu esnaf Arap turistlere kötü muamele yapıyor, bile isteye kandırıyor.. Trabzon’da bu yüzden ceza kesilen bir sürü işletme var. Yetkililerden bu işletmeler hakkında sadece para cezası değil, kapatma cezası da uygulamasını istiyoruz.
“Kudüs güvende değilse Ankara’da güvende sayılamayacaktır” Devlet Bahçeli, Gazze’ye yönelik mesajlarında şunları kaydetti: Sayın Erdoğan tehditleri kaynağından bertaraf etmek için muazzam bir mücadele içindedir ve kesinlikle yalnız değildir. Gazze, Kudüs güvende değilse Ankara’nın güvenliğinden kimse bahsedemeyecektir. Kadim devlet aklımızla devrede olmazsak günü geldiğinde Gazze’deki dramların benzerini Anadolu’da da yaşamamız kaçınılmazdır....
İHH öncülüğünde Filistin’e yardım götüren sivil toplum kuruluşlarının gemisine 12 sene önce bugün israil terör örgütü havadan ve denizden saldırı düzenledi. İçlerinde Milli Gazete’de senelerce beraber çalıştığım kardeşim Cevdet Kılıçlar’ın da olduğu 10 kişiyi öldüren 56 kişiyi de ağır yaralayan terörist israil’in piç ordusunu abd başta olmak üzere bir çok...
Cumhur İttifakı üyesi MHP, Genel Merkez binasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın afişini asarak destek mesajını vurguladı. MHP Genel Merkezi’ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın posteri asıldı. Afişte, “istikrara son adım” ve “omuz omuza” notu yer aldı. Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ve sonrasında verdiği şartsız destekle tüm AK Partililerin ve vatanseverlerin gönlünü fetheden Devlet...
Türkiyə Respublikasının Prezidenti Rəcəb Tayyib Ərdoğan Azərbaycan Respublikasının Prezidenti İlham Əliyevin dəvəti ilə iyunun 12-də bu ölkəyə səfərə gəlib. Tezadlar.az Anadolu-ya istinadla bildirir ki, hər iki qardaş ölkənin Dövlət bayraqlarının dalğalandığı Heydər Əliyev Beynəlxalq Aeroportunda ali qonağın şərəfinə fəxri qarovul dəstəsi düzülüb. Türkiyə Prezidenti Rəcəb Tayyib Ərdoğanı və xanımı Əminə...
Akıllı devletler zamanın şartlarına göre dost-düşman tanımını yeniler, yeni taktikler belirler. Son israil saldırıları bir gerçeği yüzümüze tokat gibi vurmuştur. İşgal örgütü israil’in orantısız güç ile Filistin topraklarına yönelik saldırıları adeta tüm nato ütesi devletler tarafından destek görmüş, israile amerika, ingiltere nezdinde başkanlık düzeyinde destek ziyaretleri ve açıklamaları yapılmıştır. Üstünde...
Günler öncesinden AKP’nin İstanbul’da düzenleyeceği mitingin duyuruları yapıldı. Tayyip Erdoğan’ın bu mitingde Gazze konusunda, israille ilişkiler noktasında ciddi açıklamalar yapması bekleniyordu. Lakin, dağ fare doğurdu. 2 milyona yakın kişinin toplandığı alandan beklediğimiz adımlar maalesef atılmadı. Her vakit söylenen şeyler tekrarlandı, israilin öldürmeyi iyi bildiği vurgulandı. Tek kayda değer şey bence...