Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, CHP ve HDP’lilerle el ele verip Tayyip Erdoğan’ı devirmeye çalışan “kurnaz muhafazakârların” oyuncağını elinden aldı. Ahmet Taşgetiren ve Taha Akyol gibi isimlerin ahlak ve adalet üzerinden “numara çektiğine” işaret eden Tuna, “Bu kadar kurnazlık ayıp değil mi?” diye sordu.
Tuna, dikkat çekici yazısında şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti yüzünden “yaşam tarzlarının” tehlikede olduğunu fasılasız dile getiriyorlar.
İçlerinde mebzul miktarda mürailer demeyeyim de gevşekler de var.
Bunlardan birine geçen gün tesadüf ettim. Laf lafı açtı, en sonunda bildik mavala başladı. “İçmemize, giymemize her şeyimize karışıyorlar!..” diye kaptırıp gitti. En sonunda da “Dindar olmaya mecbur muyum? Ben şeriat istemiyorum ülkemde…” dedi.
Kesin inançlıydı ve asla sorgulamak istemiyordu.
Haliyle “Erdoğan’ın 21 yıllık iktidar döneminde yaşam tarzınıza ne zaman müdahale edildi?” dememin faydasız olacağını biliyordum. Yine de şuncağızı söylemekten kendimi alamadım: “AK Parti iktidara gelmeden önceki dönem ile günümüzü yaşam tarzı bakımından kıyaslarsan, ‘O dönemde şeriat vardı, şimdi millet dinden imandan çıktı’ dersin…”
Ne cevap verdi biliyor musunuz?
“Ben de onu diyorum işte. Millet deist ateist oldu…” dedi.
***
Evet, çok tuhaf ama bunlardan çok var. (Üstelik bu gevşek kafa Millet İttifakı’nın özeti mesabesindedir. Birazdan anlatacağım, az sabredin.)
Maksatları sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek olduğu için bir dediklerinin bir dediklerini tutmaması umurlarında değildir. Söz konusu maksat uğruna solcu olurlar sağcı olurlar, dindar olurlar dinsiz olurlar, hatta gündüz gözüyle “vatan haini” bile olurlar. Bunu da o dizideki gibi “Vatan için vatan haini olmak” diskuruyla yutturmaya çalışırlar.
Demem o ki, bir tek Kılıçdaroğlu değil bir dediği bir dediğini tutmayan.
Kılıçdaroğlu onlardan farklı olarak aklına geleni değil, önüne konulanı seslendiriyor.
Tuncay Özkan dostumuz CHP Genel Merkezi’ndeki odasında CHP yandaşı Halk TV’nin eski genel müdürü Şaban Sevinç arkadaşımıza, “Burada önemli kararlar bir yerlerde alınıyor. Ben daha çözemedim, gizli bir karar merkezi var, önemli kararlar orada alınıyor” dediği vaktiyle çok yazılıp çizilmişti
***
“Bu gevşek kafa Millet İttifakı’nın özeti mesabesindedir” demiştim ya, şimdi anlatayım:
Ortodoks CHP’liler Erdoğan’ı modern yaşam tarzlarına tehdit olarak telakki ederken, Karamollaoğlu, Süleymancılar ve FETÖ muhafazakâr yaşam tarzına tehdit görüyor. Tıpkı o gevşek kafa gibi, “Millet deist, ateist oldu…” diyorlar.
Sonra da CHP ve HDP’lilerle el ele verip Erdoğan’ı devirmeye çalışıyorlar.
Bunların bir de Taha Akyol gibi kurnaz kafalıları var.
Geçenlerde kimi dindar kanaat önderlerinin Erdoğan’a oy verilmesini “dini referansların” üzerinden ortaya koymalarının sakıncalı olduğunu, “dini referanslara” başvurarak dile getirdi.
Boşuna kurnaz demedik.
Siyasetin bir “itikat meselesi” olmadığını vurgularken de “İslam’ın ahlaki erdemlerinin” buharlaşmasının “işe gelen her siyasete fetva yazılmasına” sebep olduğunu söylüyor.
Oysa eleştirdiği dindar kanaat önderleri de Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu karşısında desteklemeyi, “İslami referansları” baz alarak ifade ediyorlar. Sonuç itibarıyla Taha Akyol, “Benim İslam yorumuma göre Erdoğan’a oy verilmemeli” demekten öteye geçemiyor.
Tandem oynadığı Ahmet Taşgetiren de aynı numarayı ahlak ve adalet üzerinden çekiyor.
Ebu Zer parti kurmuş da bizim mi haberimiz yok?
Eleştirilerimiz mahfuz ama nihayetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu var.
Küresel emperyalizm ve aktörlerinin (FETÖ, LGBT, PKK ila ahir) desteklediği Kılıçdaroğlu mu yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan mı?
Soru bu kadar basit.
Ahmet ve Taha Beyler aman dikkat; bu yaşta bu kadar kurnazlık da sağlığa zarar.”
akit haber
Kaynak: akit haber