Politika Faizi Artışı: Ekonomik Stabilite mi, Büyüme mi?
Son günlerde ülkemizin merkez bankası politika faiz oranını 500 baz puan artırarak yüzde 40’a çıkardı. Bu gelişme birçok insan için merak konusu oldu ve konu hakkında farklı tartışmalar yapılıyor. Bu yazıda, politika faizi artışının neden yapıldığı, artışın yararları ve zararları ile birlikte düşünme fırsatı bulacağız.
Politika faizi, merkez bankası tarafından belirlenen ve para politikasının bir parçası olan bir faiz oranıdır. Bu oran, para arzını etkileyerek ülkenin para politikasını ve ekonomik durumunu yönlendirir. Politika faizinin artırılması, ekonomik stabiliteyi sağlamak için bir araçtır. Bu önlem, özellikle ülkenin cari açığının büyük olduğu durumlarda, dış borçları ödemek ve kurları düşük tutmak için kullanılır.
Anladığımız kadarıyla, politika faizi artışı, Türkiye’nin son dönemlerde yaşamış olduğu ekonomik zorlukların bir sonucudur. Türk lirasının değer kaybı, yüksek enflasyon oranı, yükselen faizler ve çeşitli borç ödemeleri gibi nedenlerle, merkez bankası politika faizini artırmaya karar verdi. Bu durum ülkemizdeki ekonomik karar alma sürecinin aciliyetini de gösteriyor.
Politika faizi artışının olumlu yönleri nelerdir? Birincisi, enflasyonun düşürülmesine yardımcı olur. Yüksek enflasyon yüksek faizlerle kontrol altına alınabilir. Ayrıca politika faizinin artırılması dövizin değer kaybını engelleyebilir. Bu nedenle, politika faizinin artması, Türk lirasının değerini koruyarak enflasyonu azaltabilir ve finansal piyasaların istikrarını sağlayabilir.
Ancak, politika faizi artışı aynı zamanda ekonomide bazı olumsuz etkilere neden olabilir. İlk olarak, faiz oranlarına bağlı olarak kredi çekmek zorlaşır. Bu durum, özellikle yatırım yapmak veya işletme açmak isteyen küçük işletmeleri ve girişimcileri olumsuz etkileyebilir. İkincisi, yüksek faizler, tüketici harcamalarına ve dolayısıyla ülkenin büyümesine zarar verebilir.
Politika faizi artışları, ülkelerin ekonomik durumlarına ve ihtiyaçlarına bağlı olarak yapılır. Sonuç olarak, Türkiye’nin merkez bankası tarafından yapılacak olan politika faizi artışları, kısa vadede küçük işletmeleri ve girişimcileri olumsuz etkileyebilir, ancak orta ve uzun vadeli stabilizasyon ve güçlü bir ekonomik büyüme sağlayabilir. Bu nedenle, politika faizi artışlarının miktarı ve zamanlaması dikkatle düşünülmeli ve planlanmalıdır.
Peki döviz ve cari açık açısından durum nasıl piyasalar nasıl etkilenir?
Politika faizi artışı, döviz ve cari açık üzerinde doğrudan etkiler yaratır. Politika faizinin artması, yatırımcıların ülkeye olan güvenini artırır. Bu güven artışı, yatırımcıların Türk lirası ve diğer varlıklara olan taleplerini artırır. Talep artışı, Türk lirasının döviz karşısında değer kazanmasına neden olur ve bu da cari açığın azalmasını sağlar.
Bununla birlikte, politika faizinin artması, bir dizi negatif etki de yaratabilir. Politika faizinin artması, özellikle kısa vadede büyük bir maliyet anlamına gelebilir. Yüksek faiz oranları, ülkenin büyüme hızını yavaşlatabilir ve bu nedenle ekonominin sıkıntıya düşmesine neden olabilir. Ayrıca, yüksek faiz oranları, ülkeye olan yabancı yatırımcıların çekilmesine neden olabilir ve bu da finansal piyasalarda dalgalanmalara sebep olabilir.
Piyasalar, politika faizine ilişkin kararları yakından izler ve her zaman bir faiz artışı kararının etkilerini hissederler. Faiz oranlarındaki artışlar, piyasalarda ani dalgalanmalara ve yüksek volatiliteye sebep olabilir. Ancak, faiz artışları aynı zamanda piyasalarda bir dönüşümü de tetikleyebilir ve yatırımcıların seçimlerindeki değişikliği yansıtabilir.
Sonuç olarak, politika faiz artışı, döviz ve cari açık üzerinde doğrudan etkiler yaratır. Ancak, bu etkiler pozitif veya negatif olabilir ve faiz oranlarındaki artışlar piyasalarda ani dalgalanmalara sebep olabilir. Bu nedenle, faiz oranlarındaki artışlar tartışılması gereken bir tartışma konusudur ve iyi bir analiz yapılmadan yapılan her artış, ekonomideki etkileriyle birlikte dikkatle düşünülmeli ve planlanmalıdır.
Sibel Arslan İktisatçı 23.11.2023