100 milyar yıldızdan birinin yörüngesinde, uzayın enginliğinde kayan küçük bir kaya üzerinde duruyoruz. Bizler, yarım milyardan fazla türün yalnızca bir tanesiyiz ve doğma şansımız 400 trilyonda 1.
Bu olağanüstü talih, bizi sadece özel değil, evrenin şanslı çocukları yapıyor. Bu kozmik mucizenin gölgesinde, varlığımızın anlamını yeniden değerlendirmeliyiz.
Her anımız, asla tekrarlanmayacak bir hazinedir. Çünkü biz, bu evrende sadece bir kez var olacağız. Yıldız tozunun çocuklarıyız, Büyük Patlama’nın yankıları bedenlerimizde yankılanıyor. Güneş’in ışığı, bitkilerin fotosentez yapmasını ve yaşam ağacının gelişmesini sağlıyor. Toprağın besinleri, bedenlerimizi besleyerek bizi hayatta tutuyor.
Geçmişimiz, atalarımızın mücadeleleri ve başarılarıyla örülüdür. Geleceğimiz, seçimlerimize ve eylemlerimize bağlıdır. Varlığımızın anlamı, bu geçmiş ve gelecek arasındaki bağda yatar.
Öyleyse, bu kısa ve değerli zamanı dolu dolu yaşayalım. Tutkularımızı takip edelim, hayallerimizi gerçekleştirelim ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için çalışalım. Çevremizdeki insanlara neşe ve şefkat yayalım, çünkü onlar da bizim gibi kozmik mucizelerin bir parçasıdır.
Her solukta, bu evrendeki eşsiz varlığımızı kutlayalım. Hiçbir şey olduğumuzdan daha azına razı olmayalım. Çünkü bizler, 400 trilyon olasılığın sonucunda var olan, yıldızlararası bir harikayız.
Bu nedenle, hayatınızı dolu dolu yaşayın. Bir daha asla var olmayacaksınız. Ve bu kozmik mucizenin bir parçası olduğunuz için minnettar olun. Çünkü bu, evrenin bize sunduğu en büyük armağandır.
SIBEL ARSLAN (IKTISATCI)