Anlatım bozuklukları sıralansa anlatıma yer kalmaz. Aslında anlatım, bozuk da olsa sözlü anlatımda meram anlaşılınca önemsenmeyen bir unsur oluyor. Önemsenmesi gerekir. Yazılı anlatım, kalıcı olduğundan, mümkün mertebe doğru olmasına dikkat edilmelidir.
Bu yazımda, duyduklarımızın dikkate alınmasıyla ilgili örnekler sunacağım. Adliye makamlarınca ceza evine gönderilmiş ve hapse mahkûm olmuş “ X’ ve Y’yi özgürlüğüne kavuşturacağım .” diyen biri, şayet şuurlu değilse ciddi bir anlatım bozukluğu yapmış olur. Buradaki karmaşa, “özgürlük ve esaret kavramlarıyla ilişkilidir.
Bu kavramlar, muhtelif manalar içerse de asıl manaları en çok kullanılanlardır. Sözlükler, “Özgür” kelimesinin karşılığına Bağımsız, hür. “Hür” kelimensin karşılığına da “Serbest, özgür. Yabancı bir gücün boyunduruğu altında olmayan.” anlamlarını koyuyorlar. Okur-yazar, bu ifadelere dikkat etmekle mükelleftir. X ve Y’yi özgürlüğüne kavuşturacağını iddia eden ve vaad eden, ne demek istiyor. İddiacı da aynı hüviyeti taşıyor, özgür olmadığına inandıkları da aynı hüviyeti taşıyor. Öyleyeyse bu vaatlerin arkasındaki hakikat ne olmalıdır? Bakalım ne olabilir? Yine aynı sözlükler, “Esir” kelimesi için de şu anlamı kaydediyor. “Savaşta, düşman eline düşen kimse, kul, köle, cariye. Cariye için de verilen anlam şu. Harp esiri kadın.
Sadede gelirsek Türkiye’de kim esir ve cariye? Bunlara kim özgürlük vaat ediyor? Türk hapishanelerindeki mahkûmlar, esir değil, hükümlüdürler. Meri mevzuata nazaran suç işlemişler, karşılığında da cezalandırıldıkları için mahkûm olmuşlardır. Memleketin insanı, suç işlemiş, karşılığında da yasal yollardan cezasını çekmek için mahkûm edilmiş. Buraya kadar çokkk normal. Peki, normal olmayan nedir? Normal olmayan ve kasıt barındıran şey, bu mahkûmlara özgürlük vaadinde bulunmaktır. Dikkat edelim mahkûmiyetlerinin sona erdirilme vaadi değil. Hürriyet vaadi.
Kendini, komşu veya değil ecnebi bir memleketin vatandaşı sayıp, özgürlük vaat ettiklerini de aynı memleketin uyruğu kabul edip onlara özgürlük vaat etmektir. Yıllar yılı düşünmüşümdür. Türkiye’deki meri mevzuata dâhilinde yasa dışı iler yüzünden mahkûm olanların hürriyet özlemlerinin sebebi nedir. Kanaatim odur ki yurdum insanı, mahkûm olup özgürlük özlüyorsa bilgisinin azlığından anlatım bozukluğu içindedir. Hoş görülebilir. Bunu okuryazar ve siyaset iradesini açıkça belirtenler iddia ve ifade ediyorlarsa bunda bir bit yeniği aranmalıdır. Adam, hiç hissettirmeden Özerklik söylemleri arasına özgürlük vaatlerini de sıralıyor. Böylece ağzındaki baklayı saklamamış oluyor. Dışarı çıkarıyor tabii yersen. Burada bile bölücülük pis kokuları mide bulandırıyor. Bunu yapanlar şimdiye kadar hiç zikredilmedi ama ben belirtmek isterim ki yedi düvelden akıl aldığı söylenen pis yedililerdir.
Türkçe, anlaşılır bir dildir. Bütün bu mücadele ve münakaşa cümlelerinden ne anlamalıyız?
Kaynak: çamlıca vadisi